Thursday, August 14, 2008

Forgive Me For What I Become



" Judge me for who I am
Relieve me for what I am
Remember me for what I was
Forgive me for what I become"

Monday, August 04, 2008

Y Kuşağıyım&90'ları Özlüyorum

80'LERDE DOĞANLARIN 90'LARI ÖZLEME SEBEPLERİ:


1 - O yıllarda 2000'lere geldiğimizde teknolojide neler değişecek, yaşamımız hangi alanlarda kolaylaşacak diye kafa yoruyorduk.Gerçekten iletişim çağı başlayacak mıydı?Günlük yaşamımızda ne gibi değişiklikler olacaktı?Zaten iletişim kurmak daha basit hale gelmeye başlamıştı, Internet hayatımıza girmişti, Mirc gibi nefis bir sohbet programı vardı..Ama insan aklının sınırlarını zorlayacak teknolojik gelişmelerle karşılaşmamız mümkün müydü?Sanal alem gerçekten o kadar fantastik bir yer miydi yoksa herkesin olduğundan farklı göründüğü yalan bir dünya mıydı?İnsanın bilgisayar başından kalkmadan çeşitli işlerini halletmesi mümkün müydü?Bu kadar kolay olabilir miydi herşey?---> Bütün bunları düşünmek insanı heyecanlandırıyordu..

2 - Bilgisayar oyunları teknolojisi nereye kadar ilerleyecekti?Playstation 1'den daha öte bir konsol üretilebilecek miydi?Soul Reaver, Tomb Raider 4, Resident Evil 3, Winning Eleven, Gran Turismo gibi mükemmel oyunların daha iyileri yapılabilecek miydi?O yıllarda kaliteli oyunlar çıkıyordu..Oyun yapımcıları, ilgi çekici oyun konuları bulmakta sıkıntı çekmiyordu.(Sonraki yıllarda oyun konularındaki yaratıcılık gittikçe azaldı, senaryo bakımından birbirinin kopyası oyunlar üretilmeye başlandı)

3 - Yeni bir albüm çıktığında doğruca Akmar pasajına koşardık.Sevdiğimiz grupların albümlerini gördüğümüzde içimizi bir heyecan kaplardı.Maddi durumumuz çok parlak olmasa da kıyıdan köşeden artan paraları biriktirip kaset ve CD alırdık.Hatta bayram harçlıklarımızı bile albümlere yatırırdık.Doğal olarak 90'larda internetten kolayca albüm indirmek mümkün değildi.Müzik dinlemek belli bir emek ve fedakarlık gerektiriyordu..Sentenced, Frozen gibi bir albüm çıkardığında depresif metal müzik adına son noktayı koymuş muydu?Anathema, Tiamat, Rotting Christ, Sentenced gibi grupların Akmar Pasajı'na imza gününe geldiklerini görmek ne kadar heyecan vericiydi..Amorphis'in Tuonela albümü, death metalden uzak olsa da ne güzel bir albümdü..Non Serviam, Şebek gibi rock-metal müzik ağırlıklı dergileri bayilerden çıkar çıkmaz almak ne büyük bir zevkti..Hafta sonu Akmar Pasajı'na girdiğimizde diğer tarafından çıkana kadar kalabalıktan beş dakika bunalmak bile zevkliydi..Her yerde siyah giyinmiş insanları görmek güzeldi..Konuşmasak bile dilimizin ortak olduğunu biliyorduk..Etrafta gerçek anlamda bir metal tayfası vardı..Saçma sapan satanist suçlamalarına karşı koymak egomuzu tatmin ediyordu..İnsanların bize ters ters baktıkları anlarda "Biz burdayız, bir yere gitmeye niyetimiz yok" mesajı vermek bizi güçlü hissettiriyordu..Heavy Metal vardı etrafta..Bu müziği gerçekten dinleyen insanlar vardı..Türk metal müzik tarihinde gerçekleşen ilkler vardı..Overkill, Kreator, Samael, Rotting Christ, Moonspell gibi gruplar konser vermeye gelmişti..Ufak tefek aksaklıklar dışında muhteşem konserler izliyorduk..

4 - Mahalle kültürü diye bişey vardı.Mahallenin gençleri bir araya gelip çeşitli aktivitelerde bulunabiliyordu.Trafikte günümüzdeki kadar araç bulunmadığı için mahalle maçları organize edebiliyorduk.Cep telefonu diye birşey olmadığı halde insanlar kendiliğinden belli noktalarda belli amaçlar uğruna bir araya gelebiliyorlardı..Bir çeşit görünmeyen bağ vardı aramızda..İnsanlar arasındaki ilişkiler yüz yüzeydi, samimiydi...

5 - Bıçkın delikanlıların çoğu Caddebostan, Moda gibi rahat ve huzurlu yerleri keşfetmemişlerdi daha..Arkadaşlarınla oralara gittiğinde etrafta seni rahatsız edecek tipler gezmezdi..Bu kadar insan yoktu piyasada..Sokaklar daha güvenliydi..