Tuesday, August 01, 2006

Order of Chaos

Bu sabah dükkanı açmak üzere saat 10 gibi evden çıkarak Kadıköy'e doğru yürümeye başladım.Olağandışı bir durum göreceğim aklıma gelmezdi haliyle.Ancak Osmanağa Camisi'ne doğru yaklaştığımda bir anda bağırış çağırış sesleri duyulmaya başlandı.Kaldırımlarda tezgahların kurulmuş olduğunu farkettim.Birsürü esnaf mallarını yere sermiş avazı çıktığı kadar bağırıyordu."Tişörtler 5 milyon", "Buyruuuun", "Gel vatandaş gel" sesleri birbirine karışıyordu.Yerlere kurulmuş tezgahların çevresinde inanılmaz kalabalıklar birikmişti.Tam bir kaos ortamı hakimdi.Gördüklerime inanamadım."Kadıköy yerine Eminönü'ne mi geldim acaba?" diye düşündüm bir an için.At hırsızı tipli heriflerin arasından sıyrılıp Akmar Pasajı'na ulaştım.Gördüklerimi karşı dükkandaki çocuğa anlatınca: "Ya bugün Zabıtaların günüymüş, çalışmıyolarmış.O yüzden işportacılar sarmış heryeri" dedi.İnanmak istemedim ama doğruymuş.Zabıtaların bir günlük yokluklarını fırsat bilip böyle bir işe kalkışmış adamlar.

Akşam dükkanı kapatıp eve doğru yürümeye başladığımda elemanların hala yerlere kurmuş oldukları tezgahlarında insanlara birşeyler satmaya çalıştıklarını gördüm.Biraz dikkatlice baktım yüzlerine satıcıların.Gözlerini para hırsının bürümüş olduğunu fark etmek zor değildi.Onlar için hayat satış yapmak, para kazanmak demekti.Para hırsı kamçılıyordu onları.Herhalde daha çok para kazanınca daha güzel yerlere gelmeyi, daha güzel kadınlarla birlikte olmayı falan hayal ediyorlardı.

Meseleyi bir sosyoloji mezunu olarak değil de herhangi birisi olarak sorguladım.Demek ki zabıta bu esnaf milletini kendi haline bıraksa her gün bu karmaşa yaşanacak sokaklarda.Para kazanmak uğruna kaldırımlar işgal edilecek, esnafın çıkaracağı rahatsız edici sesler yankılanacak her tarafta..Peki biz nasıl güveneceğiz birbirimize toplum olarak?Herkes bu ölçüde kendini düşünüyorken nasıl uyulacak düzene?Kaldırımlarda uçuşan çöplere, ortaya çıkmış olan iğrenç görüntü kirliliğine bakarken bir kez daha asla parçası olmak istemediğim bir toplumun içinde yaşadığımı farkettim ama yapacak fazla birşey yoktu..Bakkaldan bir iki bira alıp kafayı dağıtmaktan başka elden ne gelirdi?

(Sırf geyiğine bir gün sürekli dükkanın önünde dikilip "CD'lerde yüzde 50 indirim var, buyruuuuun CD'ler, DVD'ler, Filmler, Tişörtler" diye bağıracağım)

No comments: