Monday, September 24, 2007

All The Right Reasons

Bir anlamı olmalı..

Hayır, sürekli sorulan soruların değil..Sözlerin, hislerin bir anlamı olmalı.Değer verip birileriyle birşeyler paylaşıyorsan bu konularda gerçekten hiç şüpheye düşmemiş olmak gerek."Benim kimsem yok ama yine de anlatmam, paylaşmam lazım içimdekileri" yaklaşımı yanlış.Ama ihtiyaç sonucu ortaya çıktığı için bir noktaya kadar kabul edilebilir..

Ama sözler havada kalıyorsa, yapılamayacak olanlar vaat ediliyorsa, kısacası güven kırılıyorsa bünye artık isyan ediyor.Bu tepki başlarda kendini sessiz çığlıklar şeklinde gösteriyor..Ama giderek bir çığ haline geliyor.Yaşamda karşıtlık felsefesi veya diyalektik diye bir şey bence gerçekten var.Kötü olmadan iyi olmanın ne anlama geldiğini anlayamıyorsun mesela..Zayıf duruma düşmeden güçlü hissetmenin nasıl birşey olduğunu bilemiyorsun..Herşey karşıtlarından güç alıp aşama kaydediyor, sonunda gerçek anlamına ulaşıyor..

Ne kadar hayat tecrübesine sahip olsan da salakça herzaman herşeyin iyi gitmesi bekliyorsun..Daha da önemlisi, anlatabileceklerinin karşındakilerin anlayabileceği kadar olduğu aklından çıkıyor..(Mevlana çok doğru söylemiş)Bazı insanlarla gereğinden fazla samimi oluyorsun (Sırf aynı zaman ve mekan paylaşıldığı için)Çoğu zaman beyin isyan ediyor ama kalp onu dinlemiyor..Yalanlar duymana, içinden gelen seslerin seni uyarmalarına rağmen sırf iyi geçinmeye devam etmek adına hiçbirşey olmamış gibi davranıyorsun..Israrla doğuştan gelen sakin ve uzlaşmacı tavrını kaybetmiyorsun..Sakin kafayla düşünme fırsatı bulduğunda birer birer birikmiş olan haklı nedenlerini keşfediyorsun..Haklı nedenlerinle düşmanlarına saldırmak, hiç durmadan konuşmak ve savunma yapmak gereği duyuyorsun..Ama bir bakıyorsun ki yorgun bedenin bu oyunlara karşı koyamayacak hale gelmiş, yediğin yemeği sindirir gibi uykunda da duyduğun yalanları sindiriyorsun..Azap dolu uykular bekliyor..Boğucu gerçeklerden uykunda dahi kaçış yok..Onlar bütün gece boyunca seni kovalıyor.Son bir çabayla sağlam olduğunu zannettiğin bir barınağa sığınıyorsun..Sabah oluyor bir şekilde, güneş doğuyor..Tek bir şey düşünebiliyorsun: "Bir gün daha idare edelim bakalım.."

No comments: