Saturday, March 02, 2013

Katatonia & Epica (23.02.2013)



Katatonia; hem ilk iki albümlerindeki uğursuz doom/death karışımından, hem de sonradan yöneldikleri depresif metal&rock tarzından oldukça haz aldığım ancak daha önce birçok kez ülkemizi ziyaret etmiş olmasına rağmen hiç görme şansına erişemediğim bir gruptu.Geçen hafta sonu nihayet kendilerini canlı izleme fırsatını buldum ve bir kez daha ilerledikleri kulvarda hemen hemen rakipsiz olduklarına kanaat getirdim..

Maslak Venue'de yaklaşık 1500 kişinin doldurduğu salonda sahne alan grup, konseri son albümlerini tanıtım şovuna dönüştürmeyerek takdirimi topladı.Geçen sene çıkan "Dead End Kings", kanımca grubun yaptığı en iyi albümlerden biriydi.Albümdeki en sevdiğim parçalarını (Parting, Hypnone, The Racing Heart) çalarak beni mest eden grup, eskilerden de Deadhouse, Teargas, Sweet Nurse, Ghost of the Sun gibi klasikleri unutmadı, bir yandan da son dönemlerdeki hitlerinden My Twin, July, Deliberation ve The Longest Year ile seyirciyi gaza getirdi.Katatonia'nın çekirdek kadrosunda yer alan gitarist Anders "Blakkheim" Nyström ve solist Jonas Renkse, artık 40'lı yaşlara merdiven dayamış olmalarına rağmen enerji doluydular.Grubun diğer elemanları gibi (Ki bildiğim kadarıyla davulcu Daniel Liljekvist'in de yaşı az değil) hiç durmadan kafa salladılar..Bu bakımdan Katatonia'nın hala bir metal grubu olduğuna tanıklık etmek güzeldi..

Epica'ya gelince..Bir kere bu iki grubu bir araya getirmek tamamen ticari bir hareket ve hatadır..Sadece 2 parçasına dayanabildiğim ve ardından konser mekanını terk etiğim Epica için, Metal-Archives'de ve kendi bloğunda yazdığı kritikleri büyük bir keyifle takip ettiğim Amerikalı orta yaşlı bir metalci abimiz yapılabilecek en güzel yorumu yapmış:


"Epica is basically metal music for people who don't like real metal music; people who want a sampling of all its cheeses, like the girl standing outside the deli at your local supermarket with a tray of free goodies. It operates within a premise of safe ideology and good cheer, so you never have to feel guilty that it's challenging you when you listen to it in between watching your favorite programmes on the Lifetime network. If you exist in a world where Dragonforce, Nightwish and Dethklok remain supreme as the best bands you've ever discovered on Youtube, then Epica will probably tickle you in all the right places. If you exist outside that world, we should grab a beer together and let the kids have fun on their rides
"

"Epica, aslında gerçek metal müzikten hoşlanmayanlar için metal müziktir, metal müziğin bütün yumuşak taraflarından örnek toplamak isteyen insanlar içindir, mahallendeki marketin dışındaki soğuk mezecide elinde şekerlemelerle dolu bir tepsiyle duran kız gibidir.Bu; güvenli ideoloji ve iyi bir alkışla çalışan bir sistemdir, böylelikle kablolu yayında izlemeyi sevdiğin programların arasında grubu dinlediğinde (Epica'dan bahsediyor tabi ki) hiçbir zaman suçlu hissetmek zorunda kalmazsın.Eğer Dragonforce, Nightwish ve Dethklok'un Youtube'dan keşfettiğin en iyi gruplar olduğunu düşündüğün bir dünyada yaşıyorsan, o zaman Epica belki çok hoşuna gider.Eğer böyle bir dünyanın dışında yaşıyorsan birlikte bir bira içmeli ve çocukların gezintilerinden keyif almalarına izin vermeliyiz.."

5 comments:

Uloin Glymur said...

Aynı düşüncelere ortağım. Daha önce Katatonia izlemiş biri olarak bu sefer yeni albümdeki şarkıları dinleyerek üzerinden geçtim. İstanbul konseri nasıldı bilmem ama Ankara konseri müzikal anlamda çok güzel fakat seyirci bazında epey sönüktü. Epica kısmına girmek bile istemiyorum. 2 şarkıya tahammül edebildim demişsin ben onu bile yapamadım. Dışarıda otururken Jonas'ın kalabalığın arasından geçerken kimsenin farketmemesi çok ilginç bir ayrıntıydı. Kendisine seslendiğimde iyi geceler anlamında, görüşürüz el hareketi vardı ki resmen kaçtığının göstergesiydi. İşin kısası fena olmadı katatonia dinlemek. Deadhouse ve july gibi eski ama yıpranmayan şarkılara yer vererek 12'den vurdular. Yeni albümde canlı dinlendiğinde daha bir anlam kazanmış oldu..

Serhat said...

En son 7 sene önce falan gelmişlerdi sanırım..İstanbul konserinin seyircisi fena değildi.Hem salon kalabalıktı hem de seyircilerin çoğu konseri filim izler gibi izlemiyordu:) Jonas'ın o iri cüssesine rağmen fark edilmemesi ilginç olmuş..Kesinlikle hiç fena olmadı, yarın konser olsa yine giderim.. Bu arada yeni albüm benim acayip hoşuma gitti ya, Night Is The New Day'e göre bariz aşama kaydetmişler..
Epica için de desek boş..İğrenç scream vokalleri ucuz senfonik metal ile birleştirmeye çalışan ve hiç bir derinliği olmayan bir grup bence..Ama gel gör ki çeşitli sebeplerden ötürü (Sanırım vokalist hatunun güzelliği bunda en önemli faktör) Türkiye'de geniş bir fan kitlesine ulaşmış durumdalar.Katatonia'nın üzerinde çıktıklarına hala inanamıyorum..

Uloin Glymur said...

2010'da Profestival kapsamında yine Ankara'da sahne aldıkları sırada izlemiştim. Yeni albümü ben de beğendim. Yavaş yavaş sindirilen türden. Epica'nın tek önemli faktörü vokal. Bunu da oldukça iyi kullanıyorlar. Ciyak ciyak sesine kimsenin aldırış ettiği yok, maksat görüntü. Katatonia mütevazı grup. 20 yıldır bu piyasadayız alt grup olarak çıkmayız demiyorlar. Ama nereye kadar işte.

Serhat said...

Metal müziğin en sevdiğim taraflarından biri de her dinliyişinde parçalarda farklı güzellikler yakalayabilmen.Bu bakımdan zor sindirilen albümleri seviyorum:) Epica gibi içi boş, görsellik ile dinleyiciye hitap eden gruplardan isa nefret ediyorum..Yazının tamamını okumalısın: http://www.metal-archives.com/reviews/Epica/Design_Your_Universe/244886/autothrall

Uloin Glymur said...

Güzel yazmış. Yalnız Epica'nın rezil vokali -müziği demiyorum- bence diğer metal gruplarıyla bile kıyaslanamayacak derecede. Amma ezdim grubu ahah