Vay vay 4 Eylül'den beri yazmamışım.Hiç bu kadar ara verdiğimi hatırlamıyorum.
Sonuç itibariyle (Ne kadar kestirme bir ifadedir bu) tam tamına 72 günü hiçbir şey yazmaya gerek duymadan geçirmişim.Acaba üretememekten kaynaklanan bir mesele mi bu, yoksa üşendim mi?Belki de gerizekalı Telekom'un sırf internetten futbol maçları linkleri veriliyor diye Blogger'ı kapatmaya çalışması içimdeki hevesi yok etti.Ama nasıl olmuşsa site tekrar açılmış, buna da şükür...
Nostaljik moddayım tam şuanda (Ne zaman olmadım ki)Yarabbim neden özlüyorum ben geçmişi bu kadar?Neden bu kulunu yaşadığı ana sıkı sıkı bağlı biri olarak yaratmadın?Geri gelmeyecek anlara bu kadar özlem duymama neden izin veriyorsun?80'lerin sonunu ve 90'ları geçtiğimiz yıldan daha net hatırlıyorum..Nasıl olabilir böyle birşey?Herşeyin ilki mi güzeldi gerçekten, gözümüzü açıp hayatın gerçeklerinin farkına varmaya başladıktan sonra sürekli bir düşüşe mi geçtik acaba?Ve hala düşmekteyiz galiba, hiçliğin içine doğru...Arada bir bu sonsuz düşüş esnasında bir kol uzanıyor ve bizi güvenli bir yere çekiyor.O anlarda zaman duruyor sanki, eskiden sorun olarak karşımıza çıkan şeyler küçülüyor.Tam sorunlar yok olma aşamasına gelmişken, tam düştüğümüz bu kadar mesafeyi yukarıya doğru tırmanarak kapatabileceğimize inanmışken bizi güvenli yere çekmiş olan kol bizi bir anda tekrar hiçliğin içine doğru serbest bırakıyor."Nasıl oldu, benim suçum ne şimdi bu kadar mı kolay?" ve benzeri soruları sormamıza vakit bile bulamadan her bir saniye yeniden anlamsız, bomboş gelmeye başlıyor."Ama bu sefer emindim, bu benim kurtuluşum olacaktı, yine kendimi kandırdım" gibi söz öbekleri ardı ardına sıralanıyor..Serbest bir şekilde düşmeye devam ediyoruz.Bu hayat oyununda ne yazık ki uçurumun kenarına gelip ayağın kaydıktan sonra bir daha yukarılara ulaşmak imkansız.Ben o uçurumun kenarına bilmem kaç sene önce geldiğimi hissediyorum.Kendi isteğimle gelmedim, farkında olmadan getirildim..Şuan bildiğim şey şu, evet düşmekteyim..Dibe ulaşmak için ne kadar mesafe kaldığını kestiremiyorum ama istediğim, daha doğrusu ihtiyaç duyduğum birşey var...Bu hep böyle gitmeyecek, bir kol uzanıp çekecek beni..O kolu karşımda gördüğüm anda sıkıca sarılacağım ve hiç bırakmayacağım.Hatta kolay kolay yapamadığım bir şeyi yapacağım bu sefer, o bana doğru bir adım atmadan ben ona doğru bir adım atacağım...