Sunday, March 31, 2013

Yaşanmışlıklar - 8 / Filim, Oyun, MP 3 (+18)

Kadıköy'deki Yazıcıoğlu Pasajı'nın kötü bir ünü vardır. 90'lı yılların ortalarından itibaren Commodore ve Amiga oyunları çektirmek üzere içindeki bilgisayarcıları sayısız defa ziyaret ettiğim mekan, 90'ların sonuna doğru maalesef korsan CD mafyasının eline geçmişti. Pasajın birkaç metre yakınına yaklaştığınızda bir anda yanınızda biten esmer vatandaşlar "CD lazım mı?", "Filim, oyun, empe 3", "Ne lazım?" diye seslenerek sizi taciz ederlerdi. Hatta bir keresinde oradan geçerken adamın biri yanıma gelip "Filim var, müzik var, oyun var" dedikten sonra daha alçak bir sesle kulağıma "AÇIK FİLİM VAR" diye fısıldamıştı, hiç unutmam...

İşte her istediğimiz filmi, oyunu ya da albümü internetten indirme şansını bulamadığımız o dönemlerde yakın bir arkadaşım beni bir hafta sonu Yazıcıoğlu Pasajı'na sürüklemişti. O pasajdan ve ordaki esnaftan pek hoşlanmıyordum, ama "Belki sevdiğim grupların full MP3 diskografilerini bulurum" umuduyla ona eşlik etmekten kendimi alıkoyamadım..

İlk başta her şey normal görünüyordu. Yazıcıoğlu Pasajı'nın, karşısında Gold Bilgisayar bulunan kapısından içeri girdik. Bir süre giriş katındaki bir dükkanda film CD'lerine falan baktık. Sonra yanımdaki arkadaşım dönüşü olmayan yola girdi, dükkanda çalışan çocuğa utana sıkıla "Şey, erotik CD var mı sizde?" diye sordu..(Bu konuda kendisini suçlamıyorum, henüz 20'li yaşlara yeni girmiş ergenlerdik ve daha önce belirttiğim gibi istediğimiz her filmi internetten indiremiyorduk, o zamanki şartlar buna izin vermiyordu)

Bunun üzerine çocuk "Olmaz olur mu abi" diyerek bizi başka bir dükkana götüreceğini söyledi. Birlikte Yazıcıoğlu'ndan dışarı çıktık. Yan taraftaki bir pasaja girerek merdivenlerden yukarıya çıkmaya başladık. Çocuk bizi soğuk, karanlık bir odanın içine soktu. Odanın içinde dışarıdan ilk bakışta fark edilmeyen bir gizli bölme vardı. Filmlerde kütüphanedeki kitabın itilerek gizli geçidin açılması gibi, çocuk duvarda bir yeri ittirdi ve içinde yüzlerce porno CD bulunan küçük bir odanın içine girdik..

Acayip bir durumdu. Odadaki birtakım adamların cinsel ihtiyaçlarını bastırmak amacıyla kendilerine kapak resimlerine bakarak film seçmelerine şahit oluyordum..

Arkadaşım CD'lerden birkaçını kenara ayırmıştı. Gelmişken almaya niyeti vardı..

Sonra bir anda içinde bulunduğumuz odanın ışıkları söndü..İçeriye bir adam girip "ELLER YUKARI, POLİS" diye bağırdı..O dönemlerde Yazıcıoğlu Pasajı sık sık baskına uğruyor, korsan CD satanlar ifadeleri alınmak üzere polis merkezine götürülüyor ve kısa bir süre sonra serbest bırakılıyordu. O an bu baskınlardan birini yaşadığımıza kanaat getirdik ve yusuf yusuf çekmeye başladık..Bu saçma yerde hiç bulunmamamız gerekiyordu ama oradaydık..Fena halde tırsmıştık..

Şakaymış (!)..İçeri girip ışıkları söndüren şakacı adam dükkan sahibiymiş..."Şaka şaka" diyip gönlümüzü alıp dışarı çıktı denyo herif. Arkasından bir ton küfür ettik haliyle...

Ama asıl hikaye bu değilmiş...

Arkadaşım resimlerinden beğendiği(!) birkaç CD'yi alıp bir an önce oradan ayrılmaya karar verdi. Tezgaha doğru yürüdük. At hırsızı tipli bir adamla karşılaştık. Arkadaşım her şeye rağmen bu işte de pazarlık payı olabileceğini düşünerek "Abi 3 tane alsam 5 lira olur mu?" diye sordu..(1 CD 2 liraydı o zaman)

Adam bizi şöyle bir süzdü. Ardından şu lafı söyleyerek olaya son noktayı koydu:

"Olur yiğenim, Senin s..in sağolsun"


O günden sonra uzun bir süre Yazıcıoğlu Pasajı'na yaklaşmamıştık...

Wednesday, March 13, 2013

Punk Okan'ı Anlamadılar..




Fotoğraf, 1985 yılına ait bir gazeteden alınmış..Haberin başlığını okuyunca hem gülümsedim hem de bu punk Okan acaba şimdi nerelerdedir, ne yer ne içer, saç stili nasıldır diye düşündüm.."Mermi manyağı yapmak" lafını litaratürümüze sokmuş olan bir Karagümrük çetesi vardı zamanında, bu olayda da onların parmağı olabilir mi..

Saturday, March 02, 2013

Katatonia & Epica (23.02.2013)



Katatonia; hem ilk iki albümlerindeki uğursuz doom/death karışımından, hem de sonradan yöneldikleri depresif metal&rock tarzından oldukça haz aldığım ancak daha önce birçok kez ülkemizi ziyaret etmiş olmasına rağmen hiç görme şansına erişemediğim bir gruptu.Geçen hafta sonu nihayet kendilerini canlı izleme fırsatını buldum ve bir kez daha ilerledikleri kulvarda hemen hemen rakipsiz olduklarına kanaat getirdim..

Maslak Venue'de yaklaşık 1500 kişinin doldurduğu salonda sahne alan grup, konseri son albümlerini tanıtım şovuna dönüştürmeyerek takdirimi topladı.Geçen sene çıkan "Dead End Kings", kanımca grubun yaptığı en iyi albümlerden biriydi.Albümdeki en sevdiğim parçalarını (Parting, Hypnone, The Racing Heart) çalarak beni mest eden grup, eskilerden de Deadhouse, Teargas, Sweet Nurse, Ghost of the Sun gibi klasikleri unutmadı, bir yandan da son dönemlerdeki hitlerinden My Twin, July, Deliberation ve The Longest Year ile seyirciyi gaza getirdi.Katatonia'nın çekirdek kadrosunda yer alan gitarist Anders "Blakkheim" Nyström ve solist Jonas Renkse, artık 40'lı yaşlara merdiven dayamış olmalarına rağmen enerji doluydular.Grubun diğer elemanları gibi (Ki bildiğim kadarıyla davulcu Daniel Liljekvist'in de yaşı az değil) hiç durmadan kafa salladılar..Bu bakımdan Katatonia'nın hala bir metal grubu olduğuna tanıklık etmek güzeldi..

Epica'ya gelince..Bir kere bu iki grubu bir araya getirmek tamamen ticari bir hareket ve hatadır..Sadece 2 parçasına dayanabildiğim ve ardından konser mekanını terk etiğim Epica için, Metal-Archives'de ve kendi bloğunda yazdığı kritikleri büyük bir keyifle takip ettiğim Amerikalı orta yaşlı bir metalci abimiz yapılabilecek en güzel yorumu yapmış:


"Epica is basically metal music for people who don't like real metal music; people who want a sampling of all its cheeses, like the girl standing outside the deli at your local supermarket with a tray of free goodies. It operates within a premise of safe ideology and good cheer, so you never have to feel guilty that it's challenging you when you listen to it in between watching your favorite programmes on the Lifetime network. If you exist in a world where Dragonforce, Nightwish and Dethklok remain supreme as the best bands you've ever discovered on Youtube, then Epica will probably tickle you in all the right places. If you exist outside that world, we should grab a beer together and let the kids have fun on their rides
"

"Epica, aslında gerçek metal müzikten hoşlanmayanlar için metal müziktir, metal müziğin bütün yumuşak taraflarından örnek toplamak isteyen insanlar içindir, mahallendeki marketin dışındaki soğuk mezecide elinde şekerlemelerle dolu bir tepsiyle duran kız gibidir.Bu; güvenli ideoloji ve iyi bir alkışla çalışan bir sistemdir, böylelikle kablolu yayında izlemeyi sevdiğin programların arasında grubu dinlediğinde (Epica'dan bahsediyor tabi ki) hiçbir zaman suçlu hissetmek zorunda kalmazsın.Eğer Dragonforce, Nightwish ve Dethklok'un Youtube'dan keşfettiğin en iyi gruplar olduğunu düşündüğün bir dünyada yaşıyorsan, o zaman Epica belki çok hoşuna gider.Eğer böyle bir dünyanın dışında yaşıyorsan birlikte bir bira içmeli ve çocukların gezintilerinden keyif almalarına izin vermeliyiz.."