Thursday, November 25, 2010

Wake Up...Your Rights Are Gone

Sanırım hepimizin kimi zaman üstesinden gelmekte zorluk çektiği sorunları var hatta belki bu sorunlar bazen içinden çıkılmaz gibi görünebiliyorlar.Mesela kimimizin bakmakla yükümlü olduğu aile bireyleri ya da hasta yatağında yatan yakınları var..Bazılarımız kredi kartı ya da kredi borçları yüzünden rahat nefes alamıyor, 1 kilo köftelik kıyma alırken bile düşünüyor..Bazılarımız iş yerinde anlaşamadığı insanlarla çalışmak zorunda ve bu yüzden hem işin getirdiği stresi hem de çatışma halinin yarattığı gerginliği yaşamak zorunda kalıyor..Okul hayatının laylaylom yıllarını geride bırakıp çalışma hayatına atılmış olan insanların büyük kısmı ağır çalışma şartları yüzünden sosyal hayatlarına eskisi kadar zaman ayıramıyorlar..Memleketteki gelişmeleri eskisi kadar yakından takip edemiyorlar ya da eskisi kadar gazete, kitap okuyamıyorlar..Bütün bunları anlayabiliyorum ve hak veriyorum..Ama bu ülkede anlamakta iyice zorluk çekmeye başladığım ve içimde şiddetli bir öfke kasırgası oluşturan şeyler oluyor..Dediğim gibi, hepimizin zamanının büyük kısmını alan kişisel meselelerimiz var ve yoğunluktan dolayı belki ülkedeki gelişmelerden haberdar olamıyoruz.Haberdar olsak da karşı koymak, itiraz etmek için herhangi bir girişimde bulunamıyoruz..Ama nasıl bu kadar uyutulmuş vaziyette yaşadığımıza inanamıyorum..Sabrım zorlanıyor..Sırf dünyanın en pahalı benzinini kullanmak ve dünyanın en pahalı kırmızı etini yemek zorunda kalmak bile sinirlerimi bozuyor..Ülkedeki yaşam şartlarını; örneğin yoğun çalışma temposuna rağmen çalışanlara ödenen düşük maaşları ve çalışanların 60 yaşından önce emekli olmasına izin vermeyecek (Yani mezarda emekli edecek) sosyal güvenlik yasasını, haddinden pahalı olan su, elektrik, doğalgaz kullanım bedellerini, havaya verdiğimiz köprü geçişi ücretlerini düşündükçe deliye dönüyorum..(Bir yandan da ödediğimiz vergilerin kimlerin ceplerine girdiğini merak ediyorum.)Başımızda ülkeyi Atatürk'ün ulaştırmak istediği çağdaşlık seviyesinin tam tersine doğru götüren, medeniyet yoksunu, sevimsiz, sahtekar ve ahlaksız bir insan topluluğu var..Bunlar iktidarı elde tutmanın verdiği güçle kendilerine karşı çıkabilecek, yaptıklarına tepki gösterebilecek bütün mekanizmaları etkisiz hale getiriyorlar.Elleri Anayasa Mahkemesine ve bir zamanlar hepimizin varlığından dolayı güven duyduğu, "Yaparsa bunlar birşey yapar" dediği TSK'ya kadar uzandı..Bir yandan da son KPSS skandalının gösterdiği gibi kadrolaşma yolunda emin adımlarla ilerliyorlar...

Bütün bunlar olurken geçenlerde yapılan "ÖTV" zammı ile sinir katsayım tavana çıktı..Daha on ay önce, 31 Aralık 2009 tarihinde alkole hiç de küçümsenemeyecek bir zam yapılmıştı.Hemen arkasından da yılın ilk günlerinde sigaraya üst üste iki kere zam yapılmıştı ve onu da doğalgaz zammı izlemişti..İnanamıyorum şu özel tüketim vergisi adı altında devlete ödediğimiz paralara..Burada 35 liraya satılan rakının Kıbrıs'taki fiyatının 12.50 lira olduğunu, burdaki tekellerde şişe fiyatı minimum 60 - 65 lira olan viskinin free shoplarda 3 tanesinin 80 liraya falan satıldığını duyduğumda şok geçirmiştim..Gerçekten çok acayip bir ülkede yaşıyoruz.Birileri göz göre göre bizi soyuyor, özgürlüğümüzü kısıtlıyor ve haklarımızı elimizden alıyor.Ama biz hiçbir tepki göstermeden günleri geçirmeye devam ediyoruz..Bir yandan da bize eziyet edenleri her seçimde, her referandumda ödüllendirmeye devam ediyoruz..Ben anlamıyorum acaba insanlarımız çok mu şuursuz yoksa mazoşist eylemlerde bulunmak hoşlarına mı gidiyor?Gün geçtikçe bu ülkeye olan inancım azalıyor...