Friday, January 07, 2011
Distinct Signs of Corruption
Geçenlerde Hürriyet gazetesinde okuduğum iki haber bu ülkenin nereye doğru gittiğini gösteren muazzam örnekler bence..İlk haber bu hükümetin bizi nasıl enayi yerine koyduğunu, çalışanların maaş zamlarını düşük tutmak için nasıl bir tezgah kurduğunu gösteriyor..İkincisi ise gerçekten tüylerimizi ürpertiyor, varlığı zaten tartışılan adalet sisteminin tamamen yok olmaya gittiğine işaret ediyor...Bu blogu açtığımdan bu yana siyasal konulara, toplumsal çarpıklıklara yer verme ihtiyacı hissetmemiştim ama son iki postum gösteriyor ki sanırım bu aralar bizi yönetenler yüzünden çıldırmak üzereyim!
HABER 1 (Enflasyon Zammı)
" Enflasyon düşük geldi, memur zammı yüzde 0.21
Aralık ayında tüketici enflasyonu yüzde 0.3 düşerken, üretici enflasyonu yüzde 1.31 oranında arttı. Memur ve emeklilere sadece yüzde 0.21 enflasyon zammı gelecek.
Merkez Bankası, bugün açıklanan rakamlarla yıllık enflasyon hedefini tutturmuş oldu.
Son 1 yıllık dönemde haberleşme alanında yüzde 3,22, eğlence kültürde ise yüzde 2,32 fiyat düşüşü oldu.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Enflasyon rakamı ülkemiz için hayırlı olsun, hedefin altında gerçekleşti” dedi. Babacan, “2010, büyümede hedefin üzerine çıkılan, enflasyonda hedefin altında kalınan bir yıl oldu. İkisini bir arada elde etmek dünya ekonomi literatürüne geçen bir vaka olacaktır” dedi. "
Bu nasıl bir komedidir allahaşkına?Haberde geçen rakamlar kocaman bir yalandan ibaret..Herşeyden önce Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıklamış olduğu oranlara güvenebilmek ne ölçüde mümkündür? İstatistik Kurumu'nu gözümde devletin amaçlarına hizmet eden ve içinde devletin zihniyetini taşıyan personelin çalıştığı bir kurum olarak canlandırıyorum..Bu şartlar altında bu açıklanan enflasyon oranları, devletin çalışana yüksek zam vermemek için kurduğu oyunların bir sonucudur, başka birşey değil..Bu arada enflasyon oranınının hesaplanmasında hangi ürünlerin değerlendirilmeye alınıp hangilerinin alınmadığı da ayrı bir mizah konusu..Örneğin flüt, pinpon topu, masaj cihazı, şemsiye gibi aletler enflasyonun hesaplanmasında belirleyici olurken temel ihtiyaçlarımızdan ekmek, yağ, şeker, kırmızı et değerlendirilmeye alınmıyor...
Haberleşme alanında yüzde 3'lük bir enflasyon düşüşü olduğu söyleniyor.Nasıl mümkün olabilir ki bu?Cep telefonu ve internet için ödediğimiz vergiler hala yüksek.(Internet için en yüksek ücreti ödeyen ülkelerden biriyiz)Dünyada iletişim çağı yaşanırken "Özel iletişim vergisi" adı altında saçma sapan bir vergi ödüyoruz..Merak ettiğim şey acaba bizim varlığından haberdar olmadığımız haberleşme araçları mı var ve haberde bahsedilen fiyat düşüşü bunlarda mı yaşandı?
Eğlence - kültürde yüzde 2'lik fiyat düşüşü de hiç inandırıcı gelmiyor bana...
Neyse, gelsin yüzde 2'lik 3'lük zamlar..Buna da şükredelim değil mi!
HABER 2 (Hizbullah)
"Hizbullah üyeleri tahliye oldu
DİYARBAKIR D Tipi Cezaevi'nde Hizbullah terör örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklu bulunan, aralarında örgütün askeri kanat sorumlusu Cemal Tutar ile şura üyesi Edip Gümüş'ün de bulunduğu 10 sanık, tutukluluk sürelerini kısaltan CMK'nın 102'nci maddesinin yürürlüğe girmesinin ardından Yargıtay kararıyla tahliye edildi.
Kamyonet kasasına çıkarak kendisini bekleyenlere seslenen Hizbullah'ın şura üyesi Edip Gümüş, “Yüce Allah'a selam, Paygembere selam. Kıyamete kadar gidenlerin üstünde olsun. Allah'a dayandık. O'na inandık ve O'na döneceğiz. Hepiniz çok hoşgeldiniz. Mevlam hepinizden razı olsun. Cenab-ı Allah sizin sevginizi öbür dünyada da karşılıksız bırakmayacak. Ahirette de karşılıksız bırakmayacak. Allah-u Teala cennete de bizleri karşı karşıya getirecek. Sizi meşgul etmeyeyim. Yarından itibaren bütün kardeşlerle buluşma şansımız olacak” dedi.
Diyarbakır'da 10 yıldır süren 34 sanıklı Hizbullah Ana Davası geçtiğimiz yıl karara bağlanmıştı. Diyarbakır 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan ve 198 silahlı eylemi gerçekleştirdikleri, yazar Konca Kuriş'in öldürülmesi de dahil çoğu domuz bağı ile işlenmiş 156 cinayet, 80 yaralama olaylarından sorumlu olan, aralarında örgütün askeri kanat sorumlusu Cemal Tutar ile şura üyesi Edip Gümüş'ün de bulunduğu 16 sanığı müebbet hapis cezasına çarptırmıştı. Sanıklardan biri cezaevinde yaşamını yitirirken, mahkeme, 11 sanığı ise, ‘terör örgütü üyeliği' gerekçesiyle 1 ile 14 yıl arasında değişen hapis cezalarıyla cezalandırmış, 7 sanığı da tutuklu kaldıkları süreyi göz önüne alarak tahliye etmişti. "
Bu haberi okuduktan sonra birkaç saniye kilitlendim.Dehşet içinde önümdeki ekrana bakakaldım.Verdiğim ilk tepki "Bitmiş bu ülke arkadaş! oldu.Bitmiş gerçekten, ya da bitmek üzere bilemiyorum...Emniyetimizi sağlamaktan sorumlu devletimiz azılı katilleri aramıza salarak toplumda zaten yok olmak noktasına gelmiş güven hissini tamamen öldürme yolunda bir adım daha atıyor.Bu gözü dönmüş mahluklar serbestçe aramızda gezerken sokakta attığımız her adımda "Acaba başımıza birşey gelir mi?" diye endişelenmemek mümkün müdür?Koskaca on sene içinde bu katillerin cezaları nasıl onaylanmaz ,nasıl bir karara bağlanılmaz?Ülkedeki adalet sistemi ne için vardır, Yargıtay ne iş yapar?Bir de okuduğum başka bir haberde davadan sorumlu bir beyimizin "Bu adamlar ile ilgili dosya sayısı o kadar fazla ki ekstra çalışmamıza rağmen yoğunluktan yetiştiremedik o yüzden tahliye etmek zorunda kaldık" tarzında bir açıklaması vardı ki akıllara ziyan hakikaten...Ayrıca bütün bunlar olurken de askerlerimizin düzmece sebeplerden dolayı hala gözaltında tutulması hatta haklarında "Gözaltı süreleri on yıla kadar uzayabilir" yorumları yapılması fena halde ironik değil midir?
Subscribe to:
Posts (Atom)