Yaşanmışlıklar serisinde bu sefer uzun yıllar kendisiyle çeşitli enteresan olaylar yaşadığımız bir arkadaşımdan bahsetmek istiyorum..Arkadaşın adı çok lazım değil ama bir isim vermek gerekirse kendisine Credo demeyi tercih ederim..
Credo ile 2003-2009 yılları arasında oldukça sık görüşüyorduk. İri yarı, göbekli, gamsız, patavatsız, canı ne zaman ne yapmak istese onu yapan bir adamdı. Cahil ve yobaz insanlara uyuz olurdu..Benim gibi içinde yaşadığı toplumun bir parçası olmaktan pek hoşlanmayan ancak şartlar gereği idare etmek durumunda kalan bir "yerleşik toplumdışı" idi..
Credo sünger gibi içerdi. Görüştüğümüz zamanların belki yüzde 80'inde ayık değildi ancak içmiş olduğunu asla anlayamazdınız. Alkol yüzünden kendini kaybettiğine bir kez şahit oldum, onda da bir büyük votkanın 4'te 3'lük kısmını aç karnına yaklaşık 45 dakika içinde tüketmişti ve geceyi klozetin başında geçirmek zorunda kalmıştı..
Credo, bir ara her cümlesinden sonra türk insanının çok sevdiği "...'na koyiim" kalıbını kullanmayı alışkanlık haline getirmişti..Bir keresinde halk otobüsünde ben, Credo ve bir arkadaşımız ayakta Kadıköy'e doğru ilerlerken ve otobüste ortam gayet sessizken yine coşmuş; memleketi hararetli biçimde eleştirmeye başlamıştı. Kurduğu her cümlenin sonuna o edepsiz lafı ekliyor ve otobüste muavinden en arkada sırtını demire yaslamış adama kadar herkes bizi rahatça duyabiliyordu. Bu esnada yanımızdaki orta yaşlı bir kadının sabrı taşmış olacak ki bir anda Credo'ya döndü ve "Yeter ama, biraz sessiz konuşur musun, ayıp oluyor" diyerek hayatının hatasını yaptı..Ardından birkaç saniye içinde şuan hala gözlerimin önünden kaybolmayan o unutulmaz sahne yaşandı: Credo, yüzünde hiçbir ifade belirtisi olmadan, adeta bir robot gibi kadına döndü ve kadının gözlerinin içine bakarak yüksek sesle: "TAMAM YA, AYIPSIN!" dedi...Ben ve diğer arkadaşım kısa süreli bir şok geçirmiştik. Bir yandan gülüyor, bir yandan da otobüstekilerin bizi linç edeceği korkusuyla güldüğümüzü saklamaya çalışıyorduk. Derken otobüsteki vatandaşlar da gülmeye başladı ve Kadıköy yerine Göztepe SSK durağında inerek bu absürd yolculuğa son noktayı koyduk..
Credo; yer ve zaman gözetmeksizin aklına geleni söyleyen, içten ve dobra bir adamdı. Ama bazen bu huyları tuhaf olayların yaşanmasına neden oluyordu. Bir keresinde bir Cumartesi sabahı saat 9 buçuk gibi ev telefonundan beni aramıştı. Uykudan kalkıp telefonu açtım ve "Efendim?" dedim..Karşıdan "BU CHILDREN OF BODOM NE ÖZENTİ BİR GRUPTUR YA!" diye bir ses geldi...(Uyku sersemliğiyle kendisine yeteri kadar küfür edememiştim)...Bir gece de Fikirtepe'de bir arkadaşın evinde takıldıktan sonra saat 3'e doğru oldukça alkollü olmamıza rağmen birkaç bira daha almak için açık benzin istasyonu bulmak amacıyla dışarıya çıkmamızın ardından 5 dakika geçmişti ki "BOŞVER BİRAYI YA ŞURDAN BAKLAVA ALALIM" cümlesini kurarak "fesüphanallah" dedirtmişti..
Adamla aramızda geçen en saçma dialoglardan biri de 2006 yılındaki Necrophagist konserinden önce yaşanmıştı. O zamanlar ben Atlantis Müzik'in Akmar'daki dükkanında çalışıyordum. Credo ise ofiste plak firmaları ve gruplar ile yazışıyor, konsere getirecek gruplar arıyordu. (Düzenlemiş olduğumuz Sodom ve Haggard konserlerinde grupları bağlayan oydu) Ekim ayında Atlantis Müzik Festivali adı altında Necrophagist, Orphaned Land ve Samael'in sahne alacağı bir organizasyon planlamıştık. Festivalden birkaç gün önce Necrophagist grubu, türk asıllı vokalisti Muhammed Suiçmez ile beraber Türkiye'ye geldi. Credo grubu havaalanında karşıladı ve ardından sürekli Muhammed Suiçmez ile takılmaya başladı. İstanbul'da adamı götürmediği kebapçı, bar, müze, masaj salonu vs kalmadı..Ne zaman arasam "Muhammed'le falanca yerdeyiz" diyordu. Konserden önceki gün arkadaşımla dükkanda otururken Credo ile Muhammed Suiçmez içeri girdiler. Muhammed'e hoşgeldin falan dedim, sonra Credo'ya "Napıyosun abi, nası gidiyo" diye sordum..Adamın verdiği cevap epikti: "Napiyim işte Muhammed'i berbere götürdüm şimdi de takılıyoruz öyle"......
Bu adamla ilgili hikayeler o kadar bol ki hepsini yazmak için ayrı bir blog açmak lazım..Ancak aşağıdaki paragrafta anlatacağım olay, üzerimde bıraktığı etkiler nedeniyle ayrıca incelenmesi gereken psikolojik bir vakadır..
Olay, 2004 yılında Üniversite yarıyıl tatili sırasında yaşandı. Evde annem, kardeşim ve anneannem ile kalıyordum. Credo ise o tarihlerde amcasının yakınımızda bulunan ofisinde çalışıyordu. Aslında çalışıyordu demek çok doğru olmaz, genellikle amcasının şirketinde çalışan servis şoförleriyle tartışıyor ve ofisten çıkıp bize gelerek saatlerce Championship Manager oynuyordu..
Önceki gece geç yatmıştım. Öğle vakti Credo'nun telefonuyla uyandım. Doğrudan "Napıyosun evde misin, size geliyim mi?" diye konuya girdi."Uyuyorum, birkaç saat sonra gel" demem işe yaramadı, acil bir durummuş...
Yaklaşık 15 dakika sonra kapı çaldı.Annemden önce davranıp kapıyı açtım..Aramızda şöyle bir diyalog geçti:
- BEN : "Gel abi, naber?"
- CREDO : "TERLİK VER LAN TERLİK VER!"
- BEN : (Elime geçen ilk terliği uzatarak)"Buyur"
- CREDO : "ABİ BÖCEKLİ MANTI YEDİRDİLER YA"
Odama geçtik. Amcasının ofisinde yediği öğle yemeğinin bağırsaklarını bozmuş olduğunu anlamam pek zor olmadı..Ancak Credo, kendi evi dışında başka hiçbir yerde kolay kolay tuvalete giremeyen bir adamdı..
Bilgisayarın başına oturdu. Geleli daha 5 dakika bile olmamıştı ki sorduğu şu soruyla irkildim:
"PANTOLONUMU BURDA MI ÇIKARTAYIM TUVALETTE Mİ?"
Böyle bir soruya maruz kalabilecek her insan evladı gibi önce şaşırdım...Sonra anlamaya çalıştım...Anlayamadım...
"Nasıl yani?" dedim...
"PANTALONUMU ÇIKARMADAN YAPAMIYORUM" diye yanıtladı...
"Eee o zaman içerde çıkar?!" diyebildim anca...
"Tamam, DERGİ VERSENE Bİ TANE" diye devam etti...
Sağa sola baktım. Enred dergisinin bir sayısını buldum. (Merak edenler için Enred dergisi )
Credo dergiyi alıp tuvalete girdi. Sevdiği grindcore-death metal gruplarının yazılarını okuyarak içerde yaklaşık bir yarım saat kaldı. Arada anneannem 2-3 kez tuvalet kapısına gelip geri döndü ve sonunda söylenmeye başladı...
Yarım saat sonra elindeki Enred dergisiyle karşıma dikildiğinde ağzından "Oh be dünya varmış!" lafı çıktı ve bilgisayarın başına oturarak Championship Manager'daki son kaydedilmiş oyununu açtı...
GROTESK bir adamdı...(Severim, orası ayrı)
No comments:
Post a Comment