Sunday, December 16, 2012

Galatasaray - Fenerbahçe 2-1 (16.12.2012)



Günlerden 14 Aralık 2012 Cuma..

Yorucu bir iş gününün ardından akşam saatlerinde Carrefour Nautilus'u ziyaret etmiştim..

Traş köpüğü ve soda aldıktan sonra içki standına yöneldim..

Votkaların bulunduğu reyonda 5 saniye kadar duraksadıktan sonra Finlandia Lime Fusion'u sepete attım..

Pazar günkü derbi maçının içkisi bu olmalıydı..

Tam o anda içki standında görev yapmakta olan birkaç bol miktarda süslenmiş kızdan sarışın olanı yanıma yaklaştı..

Herhalde Carrefour'un anlaşmalı olduğu firmalardan biri için çalışıyordu kız orada..Durup dururken hatırımı sormaya gelecek hali yok ya..

Sepetteki şişeye baktı sonra da bana..

"Meyveli aldınız, biliyorsunuz değil mi?" dedi..

Herhalde kiç kimse "Oo deniz mahsüllü olanını aldığımı sanıyordum, iyi ki uyardınız" ya da "Ülkemizde sahip olduğumuz potansiyelimize rağmen, değerlendiremediğimiz tarım ürünlerinin başında meyve gelmektedir, bu yüzden votkamı meyveli içiyorum" falan diye cevap vermezdi bu soruya..

"Farkındayım" dedim..

Sonra kız bana Chivas Regal'in harika bir yılbaşı hediye olabileceğinden falan bahsetti..

Jameson'un daha güzel bir hediye olabileceğini anlatmaya çalıştım kibarca..

Bir yaşlı müşterileri için Jameson Select Reserve getirdiklerini, bu içkiyi her zaman bulamayacağımı falan söyledi..

Kıza teşekkür edip eve döndüm..

Pazar günkü derbi maçını heyecanla bekledim..

Galatasaray, Fenerbahçe'yi oldukça zor geçen bir mücadelenin sonunda 2-1 yendi..

Heyecanlı ancak seyir zevki açısından kötü bir maçtı..Uzaktan atılan şutların dışında (Ki bir tanesine Hamit'in şutu direkten döndü) iki tarafın da doğru dürüst gol pozisyonu bulamadığı bir oyun izledim.

Yıllardan beri Kadıköy'de yaşadığımız erkenden gol yeme sendromunu bu sene karşı takım yaşadı..Son zamanlarda attığı gollerle dikkat çeken Bekir, serbest vuruştan gelen topu kendi kalesine gönderdi..Bu, sanırım bir Galatasaray-Fenerbahçe maçında bir Fenerbahçeli oyunucunun yıllar sonra kendi kalesine attığı ilk goldü..

Ardından Hasan Ali Kaldırım, defanstan seken topta sağ ayağıyla güzel bir vuruşla beraberliği getirdi..O anda aklıma 2002 yılında Beşiktaş'ın GalatasarayAli Sami Yen Stadı'nda 1-0 yendiği maçta İbrahim Üzülmez'in sol çaprazdan sağ ayağıyla attığı gol geldi..O zaman da Galatasaray'ın başında Fatih Terim vardı..

Ortada geçen maçta ilk yarının sonlarına doğru Galatasaray bir serbest vuruş kazandı..

Uzün süredir hastalığından dolayı yatağında yatmakta olan babam: "Gol geldi şimdi" dedi..

Selçuk topun başına geldi ve topu Volkan'ın sağından ağlara gönderdi..

Fenerbahçe kalecisi Volkan yanlış hatırlamıyorsam geçen sene Fenerbahçe'nin Galatasaray'ı 2-1 yendiği Play-Off maçında harika kurtarışlara imza atmış ve Selçuk'un yine frikikten attığı gol için "Onu da kurtarıcaktım ama olmadı" tarzı bir açıklamada bulunmuştu..

Bu sefer de bunu kurtarabilecek hiç kimse yoktu..

Ne içtiğimin farkındaydım..Maçın güzel bir mücadeleye sahne olduğunun ve dostluk içinde geçtiğinin farkında olduğum gibi..Oyuncular birbirlerine centilmence davranmışlar, seyircimiz sahaya hiçbir madde atmamış, neredeyse küfür bile etmemişlerdi.Maçın sonlarına doğru Meireles'in maçın hakemine taptığı terbiyesiz hareketler dışında gerilim yükseltecek bir olay yaşanmamıştı.

Peki ya maçtan önce sosyal paylaşım sitelerinde aşağıdaki nefret dolu ifadelere yer veren vatandaşlara ne demeli..

Bu kinin sebebi nedir merak ediyorum..Uzun süredir bize karşı bir üstünlüğünüz vardı..Yenildiğimiz maçların hemen hemen hepsinde kazanmayı hak eden taraf sizdiniz..Ağzımı açıp tek kelime söylemedim..Mağlubiyetlerin sebeplerini kendi takımımda aradım..

Peki hafta içi oynanan ve sizi ilgilendirmeyen kupa maçından sonra gördüğüm bu iğrenç yorumlar ne oluyor?Cidden futboldan ne anladığınızı merak ediyorum.."Farkında Mısınız" beyler ne dediğinizin?






2 comments:

Unknown said...

Keşke herkes senin gibi insancıl olsa..

Serhat said...

Eyvallah kardeşim..