Machine Head...Nasıl deli gibi severdim bu grubu lisedeyken..Zamanın metal müzik çalan televizyon programlarında (Kara Leke gibi) çıktığında sevindirik olurdum. Old ve Take My Scars video klipleri ile tanımıştım onları. Burn My Eyes albumlerininin kasetini aldığımda da favori gruplarımdan biri olmuşlardı. Gaz zamanlarımdı..Okulda Umut adlı bir vatandaşla vokalist Robb Flynn hakkında konuştuğumuzu hatırlıyorum.Galiba aldığım kaseti ona da çekmiştim ve böylelikle o da bir Machine Head fanı olmak üzereydi...
1999'da Burning Red adında bir album çıkarmışlardı adamlar. Umursamadım nedense albümü..Zaten o aralar öncelikli olan, önemsemem gereken şeyleri bile önemsemiyordum pek. Öyle ki yaklaşmakta olan ÖSS tehlikesine karşı bile tek yaptığım gözlerimi kapatıp geçmesini beklemekti. Hatalar hataları kovaladı ve hayatın çirkin yüzü gözükmeye başladı. Birkaç senem ziyan oldu, dahil olunan yeni çevrelere alışılmaya çalışıldı. Ortamlara yabancı kalınıldı, duygular içe atıldı, bastırma mekanizmaları fazla mesai yaptı..
Yıl 2006 oldu, kendimi daha önce defalarca müşteri olarak ziyaret ettiğim Atlantis Müzik'te çalışırken buldum...Nisan ayında yeni gelen Roadrunner Records albümlerinin içinde Machine Head - Burn My Eyes ilişti gözüme. Umursamaz yıllarım geldi aklıma, yırttım attım CD jelatinini..Bahariye'den Kadıköye doğru akan insan seline Davidian, Old, Blood For Blood dinlettim. "Bir zamanlar ortada Nu-Metal gibi zırvalar yokken bu adamlar yardırıyorlardı" diye bağırmak istedim..Yine tanıdık bir yüz göremedim, yine sesimi duyacak kimse yoktu..Neyse ki imdada bloğum yetişti..
No comments:
Post a Comment