Monday, May 22, 2006
O Kadar Zor Mu?
Yanlış bir davranışta bulunduğunu kabullenmek ezik insanlara mahsus bir hareket olarak mı kabul ediliyor acaba? Hiçbir zaman hiçbir yerde hatalı olduğumuzu kabul etmeyişimizi nasıl açıklayabiliriz? Fenerbahçe şampiyonluğu kaçırır, elle attığı golleri falan unutup diğer takımların kendilerine karşı birleştiğini ve şampiyonluğunun elinden alındığını iddaa eder. Sibel Tüzün; Eurovision'a iğrenç bir şarkıyla katılır, 11. olduğu için şükretmesi gerekirken 13-22 yaş dinleyicisinin oyları yüzünden derece yapmayı kaçırdığını ve birinci olan Lordi grubunun imaj bakımından zavallı olduğu için bu sonucu hak etmediği iddia eder. Biten ilişkinin sonunda ayrılan kişi kendisine yeterli ilginin gösterilmediğinden ya da karşı tarafta birşeylerin eksik olduğundan bahseder. ÖSS'ye 4.kere girip hiçbir yeri kazanamayan adam sınav sisteminin rezilliğini bahane eder. Sayısız sayıda örnek verilebilir ama gerek yok. Bazen oturup kendimizi sorgulamamız lazım diye düşünüyorum. Hepimiz o kadar kusursuz varlıklar mıyız ki bütün suçu karşımızdaki kişilere atabiliyoruz bu kadar kolayca? Canımızın sıkılmasında, bir şeylerin yanlış gitmesinde hiç mi bizim suçumuz yok? Hatalarımızı kabullenmeyi bilsek, nerede yanlış yaptığımızı farkedebilsek ve bunlardan dersler çıkartabilsek fena mı olur? Sağa sola bok atma alışkanlığımızı dizginlesek biraz, "önce o başlattı" ya da "O da bana bunu yaptı" merkezli saçma kavgalardan vazgeçsek daha yaşanabilir olmaz mı bu dünya? Ego kavgalarının anlamsız olduğunu kavrayabilsek, şu koca evrende birbirimize ihtiyacımız olduğunu aklımızdan çıkarmasak...Burada bahsettiğim bize her söyleneni hemen kabul etmek değil tabi ki. Uyum içinde yaşamak uğruna "Aman aram bozulmasın" diye kişiliğinden ödün vermemeli kimse. Boyun eğmek ile hataları kabul etmek arasında fark var. Biraz ılımlı davranmak, biraz empati..Bunlar bulunmaz hint kumaşı olmamalı..Bir yerlerde bir şeylerin yanlış gitmesinin sebebi bazen biz olabiliriz.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment