Friday, October 02, 2009

Trajediler Mezarlığı

Bu "hayat" denilen, içine ne amaçla dahil olduğumuzu asla bilemediğimiz ve bilemeyeceğimiz döngünün içinde bulunduğumuz mekanlar ve zamanlar ne kadar sınırlı..Gücümüz fazla bir şeye yetmiyor..Zamanın akışını değiştirebiliyor muyuz?Ne kadar zenginliğe sahip olsak, ne kadar süper bir yaşamımız olsa, bize karşı ne kadar, sevgi, saygı duyulsa da de bir gün "büyük uyku" ya dalıp bu evrenden sonsuza kadar kaybolmayacak mıyız?Göz açıp kapayana kadar geçen bu saçma paradokslarla dolu döngünün içinde kim için ne kadar önem taşıyoruz?Önem veren veya önem verilen kişi olmayı hak etmek için neler yapmak gerekir?Birilerini ve/veya birşeyleri nasıl ve ne amaçla önemsediğimizi merak ediyorum..Soyut olan kavramlar üzerinden kesin konuçlara varmak imkansız..Üstelik tanrı bizi "görecelilik" diye bir ayrıştırıcı özellik ile yaratmış...Kendi adıma olay çok basit..Hala öğrenemedim; neden aslında hiçbirşeyi hak etmeyen, bana hiçbir hiçbir anlamda faydası dokunamayacak kişiler için fedakarlıklar göstermeye, durumu idare etmeye devam ediyorum ki?Ya da ucundan kenarından dahi olsa hiçbirşeyi paylaşamayacağımı bildiğim kişilerle neden yakın olmayı deniyorum acaba?İstediğim bu değil..Öyle bir noktadayım ki neyi istemediğimi gayet iyi biliyorken neyi istediğimden ise emin olamıyorum...Bu günlerde sadece bir parça huzurun eksikliğini mi duyuyorum yoksa elimdekilerin kıymetini bilmeyip boş yere sızlanıyor muyum?Neden hiçbirşey gerçek gibi gözükmüyor gözüme ve hiç kimseden tam anlamıyla emin olamıyorum?Yalnız olduğumu, hatta çoğu zaman hemen herşeyden kaçarak, uzaklaşarak benliğimi içe hapsettiğimi, böylelikle de kendime işkence ettiğimi kabul ediyorum..Ama acaba yanlızlığımdan bir tek ben mi sorumluyum yoksa bunda farklı yaşamsal faktörlerin da etkisi var mı?Sorulacak soru şu: "Acaba kendimi herşeyden soyutladığım için mi dünya bu kadar karanlık ve soğuk bir yer olarak görünüyor yoksa bu ruhsuz dünya üzerinde yaşayan abuk subuk insanlar yüzünden mi hissediyorum bu yalnızlığı"?Ayrıca böylesine arabesk edebiyatı yapmak ne ölçüde doğru?...Kendimi bildiğimden beri kendimi yargılıyorum ve eksiklerimin, yapamadıklarımın bilincindeyim..Ya günün birinde gerçekten kendimi kaybetmek isteseydim ve böyle çok uzaklara gidebilseydim..Tek bir kişi sahici bir gözyaşı döker miydi?Trajedilerin yattığı mezarlığa tek başıma uğurlanmayı istemiyorum..Hatta trajedileri boş tabuta yerleştirip o tabutun çivisini çakmak ve güvenli bir yere doğru uzaklaşmak istiyorum..Ne yapmam lazım durumu biraz olsun kurtarmak için?!

No comments: