2003 yılında üniversitede ilk sınıfta okurken gazete ilanlarından başvurduğum bir iş ilanına olumlu cevap gelmişti. İlanı veren Efor Araştırma diye bir kamu araştırma şirketiydi ve başında İBRAHİM BOŞNAK adında Antepli esmer bir herif vardı..Adam, kelimenin tam anlamıyla kolpaydı..İşini yaptırana kadar herkesle iyi geçinir, ama iş bitip de çalışana para ödeme aşamasına gelindiğinde çoğu zaman ortadan kaybolurdu..Ödeme zamanları geldiğinde telefonlara cevap vermezdi, tesadüf eseri kendine ulaşılabildiğinde ve konu alacak meselesine geldiğinde hep "Bir yerden ödeme beklediğini" söyler, en geç bir hafta içinde parayı yatıracağına dair söz verirdi..O "bir hafta" genellikle bir, çoğu zaman da birkaç ay haline dönüşürdü..
Yine de İbrahim Boşnak'ın hayatıma hiçbir katkısı dokunmadağını söylemek haksızlık olur..Onunla çalışırken yapmaktan mega keyif aldığım bir iş vardı: Burger King'de "Gizli Müşteri" pozisyonunda çalışmak..İşin amacı gizli müşteri pozisyonunda Burger King'in İstanbul'daki şubelerini ziyaret ederek restoranları denetlemekti..Efor Araştırma, bana önceden bir Whopper Menü parası veriyordu..Ben de hem Whopper'ın lezzetini test ediyor, hem de restoranlarda uyulması gereken kuralları kontrol ediyordum (Ortam temiz mi?, Siparişim ne kadar zamanda teslim edildi?, Çalışan personelin müşteriye davranışları nasıl?, Restoranda yeteri kadar reklam ve afiş var mı? gibi) İşin en önemli tarafı ise, gizli müşteri olduğunu hiçbir şekile Burger King personeline belli etmemekti..Gizli müşteri olarak restorana girdiğinizi anlayanlara özel bir prim veriliyordu. Yani Burger King çalışanları da bir bakıma "gizli müşteri avcısı" konumundaydılar..Eğer personel tarafından kimliğim anlaşılırsa bana ödeme yapılmıyordu. (Ayıptır söylemesi hiç yakalanmadım..Ayrıca gittiğim her Burger King restoranı için 10 TL alıyordum, 2003 yılı için fena para değildi..)
Burger King, söz konusu ziyaretlerin 12:00-14:30 saatleri arasında yapılmasını ve yiyecek olarak Whopper menü seçilmesini şart koşuyordu.(Restoranların öğlen en yoğun olduğu zamanlarmış) Hatta ziyaret sonrasında alınan fişleri kontrol ediyor, sipariş saati 14:30'u geçmişse ücretini ödemiyordu..
2003'ün güzel bir ilkbahar sabahında İbrahim Boşnak'ın telefonuyla uyandım. Çok acil Mecidiyeköy civarında üç restoranda gizli müşteri araştırması yapılması gerektiğini söyledi. Kabul edersem hemen yemek ücretini hesabıma yatıracakmış...
Teklifi kabul ettim; ancak şöyle bir sorun vardı, iki buçuk saatte tek başıma 3 Whopper menü yiyemezdim..(Sanırım hiçbir insan evladı yiyemez) Bunun üzerine bir arkadaşımı aradım..."Beleş yemek yiyebileceğin bir iş var, yardımcı olmak ister misin?" diye sordum..."Hayhay" dedi..Saat 12:00 gibi Mecidiyeköy otobüs duraklarının orada buluştuk...
Telefonda patron bana sırasıyla Burger King'in Mecidiyeköy, Ihlamur ve Fulya şubelerine gitmem gerektiğini söyledi...
Mecidiyeköy'de, eski Ali Sami Yen Stadı'nın yanındaki Burger King restoranını bulmak sorun değildi..Bir Whopper Menü'yü mideye indirdim, arkadaşıma da bir sonraki menünün onun olacağı konusunda güvence verdim..
Yanlız ortada bir sorun vardı, kısa bir süre içerisinde Mecidiyeköy'den Ihlamur'a geçmemiz gerekiyordu, ve ben yolu tam olarak bilmiyordum...Burger'dan çıkıp sağa, Şişli istikametine doğru yürümeye başladık..
Rahmetli Ali Sami Yen'in eski açık tribününün önünden geçmiştik ki az ileride duran simitçi dikkatimi çekti. Adres sormak için uygun bir hedefe benziyordu...
Aklıma gideceğimiz yeri İstanbul'daki stadların yardımıyla sormak geldi. Ihlamur'daki Burger King restoranı, İnönü Stadı'na yakın bir yerde olabilirdi...
Simitçiye yaklaştım.. "Pardon, burdan İnönü Stadı'na nasıl gidebiliriz?" diye sordum...
Adam yaklaşık 15 saniye kadar yüzüme baktı...
Sonra "BURDA ALİ SAMİ YEN VAR, OLMAZ MI?" dedi..
Buna ne cevap verilebilirdi ki?
----
Mecidiyeköy'den Ihlamur'a doğru yürürken yoldan geçen adamın birine adresi sorduk. Adam bildiği kadarıyla yolu tarif etti.
Ancak dik yokuşlardan birinden aşağıya doğru ilerlerken yanlış yöne doğru gittiğimizi düşünmeye başladık..
Arkadaşa "Ben "EMİN OLMAK" için adresi şu yandaki dükkana tekrar sorucam" dedim..
İçeri girdim, "Abi burdan Ihlamur'a nasıl çıkarız?" diye sordum..
Adam yolu tarif etti..Teşekkür ettik..
Tam dükkandan çıkarken tabelada yazılmış isme gözüm takıldı.
Adres sorduğumuz iş yerinin adı "EMİN EMLAK" imiş...(İçeri girerken görmemiştim)
----
Sonrasında görevimizi başarıyla tamamlamış, 2 buçuk saat içinde adam başı 1,5 Whopper menüyü midelerimize indirmeyi başarmıştık..
No comments:
Post a Comment