Bu, utanarak yazacağım bir hikaye aslında..Herkesin ergenlik zamanlarında yaşadığı ve şu anda pek de hatırlamak istemeyeceği maceraları olmuştur..Benimkisi de absürdlük düzeyi bakımından hiç de küçümsenemeyecek vaziyette olduğu için burada paylaşayım dedim..
Hikaye Yaşanmışlıklar serisinin 5.bölümünde bahsettiğim, amcamların Altınoluk Fener Mahallesi'ndeki yazlıklarında vuku bulmuştu..1996 yılında 14 yaşında bıyıkları terlememiş bir velet iken tatilimi geçirdiğim sitede birtakım arkadaşlarla (Hepsi sapına kadar erkek) gündüzleri denizin, sıcak kumların ve soğuk kolanın tadını çıkartıyor, akşam 17:30 gibi henüz büyüklerimiz sitedeki toprak futbol sahasını kapmadan güneşin alnında futbol oynamaya başlıyor, akşam yemeğini yedikten sonra da deniz kenarında "Belki kızlarla tanışırız" umuduyla volta atıyorduk..
Ancak umutlu arayışlarımız sonuç vermiyordu..3-4 kişilik cesaretten yoksun ergen grubu olarak sahilde gezerken tek yapabildiğimiz karşıdan gelen bayanlara göz ucuyla bakmak ve birileri çakırkeyif halde kumsalda gitarla dönemim popüler parçalarını çalarken onun yanında oturmak ve etrafındaki kızlarla tanışma umudu aramaktı..Bir türlü medeni cesaretimizi toplayıp karşı cinsle iletişime geçemiyorduk..
Kendi adıma bu sıkıntılı sürece bir son vermeyi kafama koymuştum..O yaz mutlaka bir kızla tanışmalıydım..Öyle ya, yaşıtım olan herkes bunu yapıyordu, benim neyim eksikti?
Ağustos ayının sıcak gecelerinden birinde aradığım fırsat çocuk parkında karşıma çıktı..Sitedeki en yakın arkadaşım Aslan'la yürüyor ve bitmek bilmeyen geyik muhabbetleri yapıyorken salıncaklarda oturan 2 tane kız gördük..Gecenin karanlığında yüzlerini net bir şekilde seçmek kolay değildi ama birdenbire içimi saran cesaret duygusunun etkisiyle yanlarına gitmeyi düşündüm..
"Ben gidip tanışacağım" dedim Aslan'a.."Peki ne diyeceksin?"diye sordu.."Bir planım yok" diye cevap verdim..Aslan, geride kalıp izleyeceğini, işler olumlu biçimde ilerlerse daha sonra yanımıza geleceğini söyledi..
Derin bir nefes alıp salıncaklarda oturan kızların yanına doğru ilerledim..Kaybedeceğim ne vardı ki?
Kızlar karşılarında beni görünce konuşmayı kestiler..Sanırım dengesiz biri olup olmadığımı anlamaya çalıştılar..O anda nasıl gözüktüklerinin, kim olduklarının falan hiç önemi yoktu..Sadece tanışmak istiyordum ama bunu nasıl ifade edeceğimi bilmiyordum..Ağzımdan şu laflar çıktı:
"Merhaba..Ben SİZİ rahatsız etmek istemem..Sadece SİZDEN hoşlandığımı ve tanışmak istediğimi söylemek istedim..SİZİ bir süredir sitede görüyorum ve belki arkadaş olabileceğimi düşündüm.. (Bunları söylerken bir soldaki salıncakta oturan kıza, bir diğerine bakıyordum) Eğer SİZ de isterseniz......."
O anda kızlardan esmer olanı ve sanırım solda oturanı bir anda şu basit soruyu soruverdi:
"Hangimizden bahsediyorsun onu anlamadım..Yani hangimizden hoşlanıyorsun?"
Doğru ya, amaç kızlarla tanışmaktı ama ortada bir değil iki kız vardı..O an aklıma gelen en mantıklı cevabı vermeye çalıştım:
"MESELA SENDEN!"
.....
Esmer kız şaşırdı ve gülmeye başladı..İstanbul'da bir erkek arkadaşı olduğunu, onu sevdiğini ve yanlış birşey yapmak istemediğini söyledi.."YAZ AŞKLARI KISA OLUR" diye o zamanlar bir arkadaşımdan duymuş olduğum ve karizmatik olduğunu zannettiğim bir cümleyle tekrar şansımı denedim..Kız, düşünmek için süre istedi..Ertesi gün tekrar parkta buluştuk ve kız aynı düşüncede olduğunu söyledi.."Peki" dedim, bir daha yüzünü hiç görmedim...
Hala bir yerde "MESELA" lafını duyduğumda aklıma ilk olarak bu hikaye gelir..
1 comment:
Olur olur dert etme.. Herkesin başına gelebilir :)
Post a Comment