Wednesday, December 28, 2016
Wednesday, December 21, 2016
Got To Have Faith
Geçen Cumartesi sabahı Acıbadem Caddesi'nde yürürken gördüm bu küçük bıdığı..Fena susamış olacak ki sebilden su içmeye çalışıyordu ama beceremiyordu tabi..Hem sevmek hem de yardım etmek için yanına giderken hemen yan taraftaki inşaattan resimdeki adam çıktı..Yüzünde bir gülümsemeyle sebilden bir bardak su doldurup sarmanın önüne koydu..Ben de o sırada bir fotoğraf çekeyim dedim..İçinde bulunduğumuz karanlık, umutsuz, endişe dolu zamanlarda hala insanlığın tam olarak ölmediğine dair bir kanıt bulmak iyi geldi..
Monday, December 12, 2016
Wednesday, November 23, 2016
Saturday, November 05, 2016
Friday, October 28, 2016
Friday, October 21, 2016
Friday, October 14, 2016
Saçmaladın Victor (Trabzonspor - Lazio 1994)
Aradan kaç sane geçti, hala gülüyorum bu golü ve Öztürk Pekin'in eşsiz anlatımını izlediğimde...
Tuesday, October 11, 2016
İz Bırakan Sahneler - 8 / Top Secret! - Nick I've Tried Everything
Saturday, September 24, 2016
Ronaldo 7
2016 Eylül'ünün güneşli bir Cumartesi gününde Acıbadem Dörtyol civarında bulunan evimden çıkıp Kadıköy-Beşiktaş vapuruna binmek amacıyla iskeleye doğru yürümeye başladım..Yeldeğirmeni ve Yıldızbakkal tarafındaki demiryolu çalışmaları nedeniyle kapatılan yollardan geçmek mümkün olmadığı için ara sokaklara girip kestirmelerden Adalar-Beşiktaş İskelesi'nin hemen karşısındaki ışıklara ulaştım..Güneş beynime beynime vuruyordu, içgüdülerim bir an önce ışıklardan karşıya geçip karşıma çıkacak ilk vapur veya motora binmemi hükmediyordu..Dalgın bir vaziyette etrafıma bakarken şöyle bir manzara gördüm:
Adamın arka taraftan görünüşü ilk bakışta dikkat çeken cinstendi..Klasik beyaz Real Madrid forması üzerinde yer alan Ronaldo ismi ve 7 numara kabul edilebilirdi ancak formanın sol tarafındaki yer alan kravatlı takım elbiseli vesikalık resmi nasıl yorumlamak gerekirdi? "Büyük ihtimalle lise zamanlarını özlemiştir" diye düşünürken bakışlarım formanın alt tarafındaki topu istop etmiş vaziyetteki futbolcuya doğru kaydı:
Görünüşe göre adam geçmişte top peşinde koşmuş bir futbol sevdalısıydı..Tipi pek Türke de benzemiyordu..Ancak 2016 yılının güneşli bir sonbahar gününde bu vaziyette Kadıköy'de ne yapıyor olabilirdi? Formanın sağındaki resmi görünce şaşkınlığım daha da arttı:
Manchester United kadrosunu 90'lı yıllardan beri aşağı yukarı takip ederim..Denis Irwin, Lee Sharpe, Gary Pallister ve Paul Ince gibi adamları hala isim ve tip olarak hatırlarım(Thanks to Arif Erdem's goal)
Yanlız şu SHARP logolu forma giymiş MANÇESTER futbolcusunu bir türlü hatırlayamadım..Ayrıca 7 numaralı Ronaldo formasıyla bu eski topçu arasında nasıl bir bağlantı olabilirdi? Işık yeşile dönmeden önceki kısa zaman diliminde bunu düşünüp durdum..Gidip konuşsam mı diye düşünürken adam karşıya geçti ve beni cevapsız sorularla baş başa bıraktı..
Bir forma üzerinde bu kadar düşüneceğim hiç aklıma gelmezdi..
Adamın arka taraftan görünüşü ilk bakışta dikkat çeken cinstendi..Klasik beyaz Real Madrid forması üzerinde yer alan Ronaldo ismi ve 7 numara kabul edilebilirdi ancak formanın sol tarafındaki yer alan kravatlı takım elbiseli vesikalık resmi nasıl yorumlamak gerekirdi? "Büyük ihtimalle lise zamanlarını özlemiştir" diye düşünürken bakışlarım formanın alt tarafındaki topu istop etmiş vaziyetteki futbolcuya doğru kaydı:
Görünüşe göre adam geçmişte top peşinde koşmuş bir futbol sevdalısıydı..Tipi pek Türke de benzemiyordu..Ancak 2016 yılının güneşli bir sonbahar gününde bu vaziyette Kadıköy'de ne yapıyor olabilirdi? Formanın sağındaki resmi görünce şaşkınlığım daha da arttı:
Manchester United kadrosunu 90'lı yıllardan beri aşağı yukarı takip ederim..Denis Irwin, Lee Sharpe, Gary Pallister ve Paul Ince gibi adamları hala isim ve tip olarak hatırlarım(Thanks to Arif Erdem's goal)
Yanlız şu SHARP logolu forma giymiş MANÇESTER futbolcusunu bir türlü hatırlayamadım..Ayrıca 7 numaralı Ronaldo formasıyla bu eski topçu arasında nasıl bir bağlantı olabilirdi? Işık yeşile dönmeden önceki kısa zaman diliminde bunu düşünüp durdum..Gidip konuşsam mı diye düşünürken adam karşıya geçti ve beni cevapsız sorularla baş başa bıraktı..
Bir forma üzerinde bu kadar düşüneceğim hiç aklıma gelmezdi..
Friday, September 23, 2016
İz Bırakan Sahneler - 7 / The Usual Suspects - The Greatest Trick The Devil Ever Pulled
"Şeytanın en büyük numarası dünyayı var olmadığına ikna etmektir"
Friday, September 09, 2016
Wednesday, August 31, 2016
Friday, August 26, 2016
Monday, August 22, 2016
Sunday, July 24, 2016
Ülke Güzel De İçinde Yaşayanlar Bir Acayip Sanki..
Bu yazı online ortamlarda kızlarla tanışmak çabası içinde olan, bunu yaparken türlü saçmalıklara imza atan klasik libidosu ve özgüveni had safhada olan dallama türk erkeği modeli üzerine olacak.. Applestore'da Triva Crack adında bir bilgi yarışması var, "Kim 500 Milyar İster?" tadında insanın genel kültürünü arttırmaya yönelik gayet keyifli bir oyun.."Bu hayatta öğreneceğim en ufak bilginin birgün bir yerlerde işe yarayabileceğine" inanan biri olarak bilgi yarışmalarını her zaman sevmişimdir..Bilmek iyidir, ne zaman nerede işe ne işe yarayacağınızı asla tahmin edemediğiniz ilk başta gereksiz gibi gözüken bilgilerin hayat kurtardığına çok defa şahit olmuşumdur..
Her neyse, yakın zamanda bir arkadaşımın başından geçen bir olayı paylaşmak istiyorum..Diyelim ki siz 2016 yılında Türkiye'de yaşayan, akıllı telefonunuza Trivia Crack uygulamasını indirerek birşeyler öğrenmeye çalışan, bunu sadece eğlenmek ve genel kültürünüzü arttırmak için yapan 20'li yaşlarda bir bayansınız..Profilinize her normal insan evladının doğal olarak yapacağı gibi fena gözükmeyen bir resminizi koymuşunuz..Bir anda tanımadığınız bir adam sizinle oyun oynamak istiyor, istek gönderiyor..Kabul ediyorsunuz, daha oyun başlamadan ilgili şahıstan şöyle bir mesaj geliyor:
Adamın daha ilk cümlesinde söylediği yalanı fark eder gibi oluyorsunuz..İnsan kendini tanıtırken neden ilk önce maliye müfettişi olduğunu söyler ki? Korkutucu bir kere, "Gözüm üzerinde, vergi kaçırma!" der gibi bir ifade çıkıyor ortaya..Kısa bir süre sonra "Siz"' li muhabbetten "Ses ver" e dönüyor muhabbet..Tabi ki de cevap vermek istemiyorsunuz..Orada sadece oyun oynamak amacıyla bulunmak istediğinizi vurgulamak istiyorsunuz..
Herif kendini normal birisi gibi göstermek istiyor..Kolay yolu seçip sizi profil fotoğrafınız üzerinden övmeye çalışıyor..Kendini zararsız bir insan gibi gösterip yavşaklıklarına devam ediyor:
İşte burada dengesizlik, cahillik, eziklik, yüksek ego devreye girmeye başlıyor:
"İnfaz bu yani", "Biraz sağduyu", "Konuşmuyorsan çık oyundan", "Benle konuşmaz gider amelelerle muhabbete eder" gibi birbirinden absürd mesajlar üstü üste geliyor..Şaşkınık ve öfke duyguları arasında kalıyorsun..Hiç tanımadığın bir adam seni yapmadığın birşeyler için suçluyor..Kötü hissediyorsun, bir yandan adama cevap vermek istiyorsun:
Herifin çirkinleşmeleri geriyor seni, cevap vermemeyi tercih ediyorsun ama zaman geçtikçe daha iğrenç bir hale dönüşüyor.."Korkma", "Tırsma" falan diyor..Küfür etmek istiyorsun ama edemiyorsun..
Ülke güzel de içinde yaşayanlar bir acayip sanki..
Monday, July 04, 2016
Friday, July 01, 2016
Midway Arcade Origins
Friday, June 24, 2016
Duyarlı Vatandaş
Berberlerde sırada beklerken sıkıntıdan kenarda duran gazetelere bakmayı hep sevmişimdir.."Vay be memlekette neler oluyomuş?" sorusunun cevaplarıyla böylesine beklenmedik zamanlarda karşılaşmak hoşuma gider..Tahminlerime göre 2052 yılında bile berber salonlarında bekleyen müşterilerin yanındaki sehpanın üzerinde birkaç gazete olacaktır, olmalıdır da..Kaçan şüpheliyi TEKMEYLE durduran DUYARLI vatandaş ha..Ülkede güzel şeyler de oluyor..
Friday, June 17, 2016
Bad English
Bilenler bilir, Bad English adında 80'ler sonu/90'lar başında faaliyet göstermiş, kadrosunda Journey'in has elemanları Neal Schon ve Jonathan Cain'i barındırmış bir Hard Rock grubu vardır..Geçenlerde sürpriz bir yerde 2. ve son albümleri "Backlash" bulduğum grubun Last.fm sayfasını ziyaret ettiğimde ilk başta aşağıdaki manzarayla karşılaştım:
Buraya kadar herşey normal gözüküyordu..
Sayfanın aşağısına doğru inip grup hakkında yazılmış yorumları okumaya başladım..Sonra onu farkettim..Allah aşkına aşağıdaki resimde işaretlediğim yorumu bu sayfada dünyada Türklerden başka hangi millet yapabilirdi:
Buraya kadar herşey normal gözüküyordu..
Sayfanın aşağısına doğru inip grup hakkında yazılmış yorumları okumaya başladım..Sonra onu farkettim..Allah aşkına aşağıdaki resimde işaretlediğim yorumu bu sayfada dünyada Türklerden başka hangi millet yapabilirdi:
Etiketler:
Bad English,
Hard Rock,
Mavra,
Müzik,
Türkiye
Saturday, June 11, 2016
En Sevdiğim 10 Sinema Klişesi
Evet, her Hollywood macera filminde en az bir tane arabayla kovalamaca sahnesi yer alır..Korku filmlerindeki şişko gözlüklünün saatleri sayılıdır..Arkasındaki binayı patlatan kahramanımız gözünde güneş gözlükleriyle önüne bakarak olay mahallinden uzaklaşır..Ya da tam kurşunu yemek üzereyken arkadan aniden gelen bir silah sesiyle düşmanı yere yığılır..Ama bunlar benim favori film klişelerim değiller, en sevdiklerimi aşağıda sıraladım:
- Korku-gerilim filmlerinde (Genellikle filmin başında) sessiz, karanlık bir yolda ürkmüş halde ilerleyen karakterin arkasında karanlıkların içinden aniden tanıdığı birinin belirmesi ve kahramanımızın “Az daha korkudan ölüyordum Derrick” tarzı bir şey söylemesi..
- Göreve yeni atanan dedektifin partnerinin kadın olması durumunda başta birbirlerine uyuz olmaları, filmin ilerleyen bölümlerinde ise tutkulu bir aşk yaşamaları..
- Hayatı suç içinde geçen adamın “Bu benim son işim olacak” diyip büyük bir soygun işine girmesi ve genellikle nalları dikmesi..
- Dövüş filmlerinde adamımızın şampiyon olmadan önce mutlaka en bir kere dayak yemesi..
- Kötü adam tarafından yakalanan kahramanımızın, basitçe kafasına bir kurşun sıkıp öldürülmek yerine uzun bir konuşmanın ardından karmaşık yollardan öldürülmeye çalışılması ve sonunda yine karmaşık bir yöntemle kurtulması..
- Romantik komedilerde uyurken güzel bir kadın tarafından öpüldüğünü sanan, ancak aslında evcil bir hayvan tarafından yalanmakta olan “Rüya gören adam” sahnesi..
- Korku filmlerinde en ukala ve sinir bozucu karakterin en feci biçimde can vermesi..
- Polisiye filmlerde yeni evlenmiş olan polis memurunun ilk hakkın rahmetine kavuşacak kişi olması..
- Spor filmlerinde sefalet içindeki takımı sıfırdan alıp başarıdan başarıya koşturan koçun takımının final maçında gerilerden gelip son saniye golü-basketi-sayısıyla maçı kazanması..
- Savaş filmlerinde bölükteki serseri, önüne gelene iğrenç şakalar yapan uyuz herifin ilerleyen bölümlerde yediği kurşunla hastanede can çekişirken arkadaşlarının "Sen aslında iyi bir adamsın Colin" sözleri eşliğinde cehennemi boylaması..
Wednesday, June 08, 2016
Friday, June 03, 2016
Black Sabbath Vol 4
En sevdiğim Black Sabbath albümlerinden birinin plağını Record Store Day'de Türkiye'nin saygıdeğer müzik dükkanlarından Hammer Müzik'ten satın aldığım için sevinçliyim..
The Little Things Vol:19 / Ceren Erman Drawings
Harmaa Design ortaklarından sevgili Ceren Erman'a ait çeşitli çizimler...
Belgin Doruk:
Game Of Thrones-Dragon:
Game Of Thrones-Khal Drogo:
Pacmanler:
Thor:
Various Game Of Thrones Characters:
Etiketler:
Belgin Doruk,
Ceren Erman,
Çizim,
Game Of Thrones,
Pacman,
The Little Things,
Thor
Thursday, June 02, 2016
İz Bırakan Sahneler - 6 / Kingsman: The Secret Service - Absurd And Convoluted Way To Kill
"Harry Hart: What did you do to me? I had no control. I killed all those people. I wanted to.
Valentine: Clever, isn’t it? In simple terms, it’s a neurological wave that triggers the centers of aggression and switches off inhibitors.
Harry Hart: Transmitted through your nasty, free SIM cards, I assume.
[Valentine walks over to Harry]
Valentine: Do you know what this is like? It’s like those old movies we both love. Now I’m gonna tell you my whole plan, and then I’m gonna come up with some absurd and convoluted way to kill you, and you’ll find an equally convoluted way to escape.
Harry Hart: Sounds good to me.
Valentine: Well, this ain’t that kind of movie!"
Etiketler:
Colin Firth,
Kingsman: The Secret Service,
Samuel L. Jackson,
Sinema
Monday, May 23, 2016
Our Problems Are Man Made
Rahmetli başkan Kennedy ne güzel söylemiş:
"Our problems are man-made — therefore, they can be solved by man. And man can be as big as he wants. No problem of human destiny is beyond human beings"
Wednesday, May 18, 2016
Thursday, May 12, 2016
Wednesday, May 04, 2016
Wednesday, April 27, 2016
Merhaba Baba
Ölümünün üzerinden 1 yıl geçtikten sonra mezarının başındayım..
İlk başlarda (Yakınını kaybeden herkesin söylediği gibi) her an geri gelecek gibiydin..Cenaze işlemleri sırasında bile hala ne olduğunu tam olarak anlamış değildik..Yakınlarımızın desteği ile ayakta kalmaya çalıştık..Hatta eve ziyarete gelen insanları memnun etmeye çalışmak acımızı biraz erteledi..
Çok sevdiğin; hakkında hiçbir zaman olumsuz birşey konuşmadığın İş Bankası, bir kurumun eski çalışanının vefatından sonra ailesine hem cenaze işlemleri sırasında hem de sonrasında ne ölçüde sahip çıkabileceğini gösterdi. Bu ülkede emeklisinin ölümünden sonra eşine asgari ücretin yaklaşık 3 katı kadar maaş bağlayan başka bir kurum daha olduğunu zannetmiyorum..
Cenazene nerdeyse bütün mahalle geldi biliyor musun? Sokağımızda seni bir şekilde tanımış olan herkes oradaydı. Yıllardır görmediğim, isimlerini hatırlamakta zorluk çektiğim insanlar bile senin için dua ettiler..
Eskiden Karacaahmet Mezarlığı'nda yatmakta olan büyüklerimizi ziyaret ederken hep mezarlıklarda huzur bulduğunu söylerdin. Ben de şu an mezarının başında otururken huzurlu ve sakin hissediyorum..Etraftaki yalandan yere toprağa su döktürmeye, çiçek dikdirmeye çalışarak şu kutsal yeri bile ticarethane olarak kullanan birtakım pis adamları umursamıyorum..
Yalan demişken, yaşarken bana öğretmiş olduğun en anlamlı değerler dürüstlük ve güvendi..Şu güne kadar kimseyi kazıklamaya çalışmadım..Sahtelikten, yalakalıktan, yapmacık sözlerden uzak durdum..Bu beni nereye kadar götürecek bilmiyorum, çünkü şu anda gerçekten samimiyetsizliğe, fesatlığa, çekişmeye ve adam kullanmaya dayalı bir düzen içinde yaşıyoruz ve insanlara güvenerek iş yapmak, bu acımasız hayatta olduğun gibi davranarak bir yerlere varmak zor. Ama ben hala senin bana öğretmiş olduğun değerlere inanıyorum..Şu güne kadar kimseye bile bile kötülük yapmadan yaşadığım için gururlu hissediyorum..Zaten bir yalan söylediğinde eninde sonunda bir yerden karşına dert olarak çıkmıyor mu? Aynı şekilde birine bir iyilik yaptığında (Çoğu zaman aradan uzun zaman geçmesi gerekse de) karşılığını alıyorsun..Senin de dediğin gibi, bu dünyada hala iyi insanlar var..
Bence toplum içinde sağcılık-solculuk gibi keskin çizgilerle ayrılan bir kavram daha var: İnsanın babasının hayatta olması ya da olmaması..Arkadaşlarımı dinliyorum; hemen hepsi önemli bir karar almadan önce babalarına danışıyorlar, çoğu borca babalarının verdiği güvenle giriyorlar..Benim artık böyle bir şansım yok..
Rahat uyu Baba..Yine görüşürüz...
İlk başlarda (Yakınını kaybeden herkesin söylediği gibi) her an geri gelecek gibiydin..Cenaze işlemleri sırasında bile hala ne olduğunu tam olarak anlamış değildik..Yakınlarımızın desteği ile ayakta kalmaya çalıştık..Hatta eve ziyarete gelen insanları memnun etmeye çalışmak acımızı biraz erteledi..
Çok sevdiğin; hakkında hiçbir zaman olumsuz birşey konuşmadığın İş Bankası, bir kurumun eski çalışanının vefatından sonra ailesine hem cenaze işlemleri sırasında hem de sonrasında ne ölçüde sahip çıkabileceğini gösterdi. Bu ülkede emeklisinin ölümünden sonra eşine asgari ücretin yaklaşık 3 katı kadar maaş bağlayan başka bir kurum daha olduğunu zannetmiyorum..
Cenazene nerdeyse bütün mahalle geldi biliyor musun? Sokağımızda seni bir şekilde tanımış olan herkes oradaydı. Yıllardır görmediğim, isimlerini hatırlamakta zorluk çektiğim insanlar bile senin için dua ettiler..
Eskiden Karacaahmet Mezarlığı'nda yatmakta olan büyüklerimizi ziyaret ederken hep mezarlıklarda huzur bulduğunu söylerdin. Ben de şu an mezarının başında otururken huzurlu ve sakin hissediyorum..Etraftaki yalandan yere toprağa su döktürmeye, çiçek dikdirmeye çalışarak şu kutsal yeri bile ticarethane olarak kullanan birtakım pis adamları umursamıyorum..
Yalan demişken, yaşarken bana öğretmiş olduğun en anlamlı değerler dürüstlük ve güvendi..Şu güne kadar kimseyi kazıklamaya çalışmadım..Sahtelikten, yalakalıktan, yapmacık sözlerden uzak durdum..Bu beni nereye kadar götürecek bilmiyorum, çünkü şu anda gerçekten samimiyetsizliğe, fesatlığa, çekişmeye ve adam kullanmaya dayalı bir düzen içinde yaşıyoruz ve insanlara güvenerek iş yapmak, bu acımasız hayatta olduğun gibi davranarak bir yerlere varmak zor. Ama ben hala senin bana öğretmiş olduğun değerlere inanıyorum..Şu güne kadar kimseye bile bile kötülük yapmadan yaşadığım için gururlu hissediyorum..Zaten bir yalan söylediğinde eninde sonunda bir yerden karşına dert olarak çıkmıyor mu? Aynı şekilde birine bir iyilik yaptığında (Çoğu zaman aradan uzun zaman geçmesi gerekse de) karşılığını alıyorsun..Senin de dediğin gibi, bu dünyada hala iyi insanlar var..
Bence toplum içinde sağcılık-solculuk gibi keskin çizgilerle ayrılan bir kavram daha var: İnsanın babasının hayatta olması ya da olmaması..Arkadaşlarımı dinliyorum; hemen hepsi önemli bir karar almadan önce babalarına danışıyorlar, çoğu borca babalarının verdiği güvenle giriyorlar..Benim artık böyle bir şansım yok..
Rahat uyu Baba..Yine görüşürüz...
Friday, April 08, 2016
Ağlıyorduuuu, Yalvarıyorduuuu
Uzun zamandan beri televizyon izlemiyordum..Bir önceki gün İstiklal Caddesi'nde bomba patlamış olduğu için İstanbul sokakları boştu, insanlar evlerinden çıkmaya cesaret edemiyorlardı..Terörü yaşıyorduk..Yapacak başka hiçbirşey olmadığı için televizyon kumandasının açma tuşuna bastım ve karşıma bu samimiyetsiz adam ve kendisine yöneltilen zekice sorular çıktı..Tereddüt etmeden televizyonu kapattım..Bir yerlerde bazı soruların cevapları olmalıydı, ancak onları bulacağım yer burası değildi..
Friday, April 01, 2016
Thursday, March 24, 2016
Sunday, March 20, 2016
Tuesday, March 15, 2016
Wednesday, March 09, 2016
Wednesday, March 02, 2016
Wednesday, February 24, 2016
İz Bırakan Sahneler - 5 / Chasing Amy: In Love With Alyssa
Bir filmde gördüğüm en içten aşk konuşması olabilir..
"Alyssa: Why are we stopping?
Holden: 'Cause I can't take this.
Alyssa: Can't take what?
Holden: I love you.
Alyssa: You love me?
Holden: I love you. And not, not in a friendly way, although I think we're great friends. And not in a misplaced affection, puppy-dog way, although I'm sure that's what you'll call it. I love you. Very, very simple, very truly. You are the-the epitome of everything I have ever looked for in another human being. And I know that you think of me as just a friend, and crossing that line is-is-is the furthest thing from an option you would ever consider. But I had to say it. I just, I can't take this anymore. I can't stand next to you without wanting to hold you. I can't-I can't look into your eyes without feeling that-that longing you only read about in trashy romance novels. I can't talk to you without wanting to express my love for everything you are. And I know this will probably queer our friendship - no pun intended - but I had to say it, 'cause I've never felt this way before, and I-I don't care. I like who I am because of it. And if bringing this to light means we can't hang out anymore, then that hurts me. But God, I just, I couldn't allow another day to go by without just getting it out there, regardless of the outcome, which by the look on your face is to be the inevitable shoot-down. And, you know, I'll accept that. But I know, I know that some part of you is hesitating for a moment, and if there's a moment of hesitation, then that means you feel something too. And all I ask, please, is that you just - you just not dismiss that, and try to dwell in it for just ten seconds. Alyssa, there isn't another soul on this fucking planet who has ever made me half the person I am when I'm with you, and I would risk this friendship for the chance to take it to the next plateau. Because it is there between you and me. You can't deny that. Even if, you know, even if we never talk again after tonight, please know that I am forever changed because of who you are and what you've meant to me, which - while I do appreciate it - I'd never need a painting of birds bought at a diner to remind me of."
Etiketler:
Chasing Amy,
Joey Lauren Adams,
Kevin Smith,
Sinema
Friday, February 19, 2016
Thursday, February 11, 2016
Kadife Sesli Sanatçı İlhan İrem
Bir Cumartesi gecesi Beşiktaş'ta henüz yeni açılmış olan bir kafede kahvemi içtikten sonra ziyaret ettiğim tuvaletin kapısında karşıma çıkan resim..Konuşamadım..
Subscribe to:
Posts (Atom)