Power/Speed Metal tarzında yıllara meydan okuyan baba gruplardan Helstar'ın (Kendileri "Biz Texas Metali yapıyoruz" diyorlar) kuruluşunun 30.yılı şerefine çıktığı dünya turunda buralara da uğrayacağını duyduğumda çok sevinmiştim.Haftalar öncesinden konser biletini Hammer Müzik'ten aldığımda içimde "Acaba az bilet satılırsa konser iptal olur mu?" endişesi vardı..(Türkiye'de bu son dakika iptalleri moda oldu..Özellikle Unirock grubu bunu çok sık yapıyor) Ancak Hammer Enis'in "Merak etme organizatörler 10 kişi de bilet alsa yapacakmış konseri" lafını duyduktan sonra rahatladım..
Konser 14 Eylül Cuma akşamı Taksim'de The Mekan adlı bir barda düzenlenecekti.Oraya daha önce bir kez gitmiştim.O zamanki adı Oldschool idi..Alt katında türkü bar bulunan, sahnesi çok küçük, izbe bir mekandı..Sanırım işletmecisi değişmiş ama içerisi değişmemiş..Tabi ki de Helstar gibi bir grubu çıkartmak için pek uygun bir yer değildi, ancak Türkiye şartlarında ancak bu kadar oluyor..
Saat 10 civarı konser mekanına girdiğimde Helstar'ın alt grubu olarak yer alacak The Order of Chaos henüz sahmeye çıkmamıştı ve içeride yaklaşık 80 kişi vardı.Etrafta birkaç tanıdık yüz gördüm.Kısa bir süre sonra da Murat ve Oğuzhan geldi..Sohbet ettik, birşeyler içelim dedik ve o da ne..Biranın 12 TL'ye satıldığını gördük..(Mekanın bu işi bilmediğinin göstergesi bu) Bira yerine sek votkayı tercih ettim (3 TL fark ile).En azından içine su karıştırma ihtimalleri yok...
The Order of Chaos, yaş ortalaması oldukça düşük olan Kanadalı bir grup.Tarzları Helstar'ın son haline benziyor..(Thrash/Power denebilir) Vokalistleri bayandı ve sesi oldukça kuvvetliydi..Her zamanki gibi ses sistemi berbat olduğundan ve gitarlar doğru dürüst duyulmadığından grubu eleştirmem yersiz olacak..Ama grup hakkındaki ilk izlenimlerim olumluydu..(KUMAŞLARI İYİ!)
The Order of Chaos sahnede 1 saat kadar kaldıktan sonra Helstar'ı beklemeye başladık.Helstar, 1995 yılında yayınladıkları Multiples of Black albümünden sonra dağılmış, 2007 senesinde ise davulcuları hariç Remnants of War kadrosuyla geri dönmüştü.Ancak yeniden birleştiklerinde soundları da değişmiş, power/speed metalden ziyade thrash metale yakın bir tarza yönelmişlerdi.Konserde 2010 yılında çıkan son albümleri Glory of Chaos'a ağırlık vereceklerini ancak Remnants of War, A Distant Thunder ve Nosferatu dönemindeki klasiklerini es geçmeyeceklerini tahmin ediyordum.
Saat 11'i biraz geçe James Rivera ve arkadaşlarının backstage'e yöneldiğini gördüm.Konser organizatörleri de hemen backstage'in kapısında bekliyordu.Grup elemanlarından imza almak için Remnants Of War albümünün CD'sini yanımda getirmiştim.(Ne de olsa kadrodaki 5 kişiden 4'ü o albümde çalmış olan adamlardı) Ben daha organizatörlere "Gruptan imza alabilir miyim?" diye sormadan onlar elimdeki CD'yi görüp "Oo CD getirmişsin.İmza almak istiyorsan içeri geçebilirsin" dediler.Şaşırmış bir vaziyette backstage'e girdim.İçeride, küçücük bir odada Helstar elemanları ısınma hareketleri yapıyorlardı.James Rivera'ya yönelip "Would you please sign this for me?" diyip CD kitapçığında grubun 1986 senesinde çekilmiş bir fotoğrafının yer aldığı sayfayı uzattım.Cevap açık ve netti: "After the show.." Bunun üzerine üstelemeyip dışarı çıktım ve grubu beklemeye başladım.
11 buçuğa doğru Helstar, The Mekan'ın ufacık sahnesine çıktı ve daha ilk şarkıda Rivera'nın mikrofununun sesi kesildi..Ama efsane solist moralini bozmadı, sahnenin yanında bulunan ses ekibine gerekli işeretleri yaparak durumu idare etti.
Hemen hemen bütün metal konserlerinde olduğu gibi ses düzeni berbattı.Bas gitarı duymak imkansızdı.Gitarları ise ancak bildiğimiz şarkılarda kulak aşinalığı sayesinde zar zor ayırt edebiliyorduk.Hayatımda gördüğüm ilk zenci metal davulcusu Michael Lewis ise sanki 40 yıldır grupta çalıyormuş gibiydi.Harika bir performans sergiledi.James Rivera da bu iğrenç ses sisteminde yapabileceğinin en iyisini yaptı.İlerleyen yaşına rağmen sesinden henüz hiçbir şey kaybetmediğini herkese gösterdi..
Helstar, beklediğim gibi konserde son iki albümü The King of Hell ve The Glory of Chaos'a ağırlık verdi..Yeni parçalarını çalarlarken sanki sahnede Helstar değil de bir oldschool thrash metal grubu vardı..Hızlı ve gaz son dönem parçalarından seyirciye bolca ikram ettiler..Ancak benim ve oradaki hemen herkesin beklentilerini boşa çıkarmayıp eskilerden Burning Star, Remnants of War, Conquest, Evil Reign, The King Is Dead, Winds of War, Baptized in Blood, To Sleep Per Chance to Scream gibi klasikleri aralara serpiştirdiler..Özellikle Winds of War benim için konserin en uç noktasıydı..James Rivera, parçayı sanki 26 sene önce albümü kaydederken söylediği gibi söyledi..
Helstar konseri, yaşadığım en değişik konser deneyimlerinden biriydi.Çünkü içeride zaten az kişi olduğundan ve pek çok insan da arkalarda takılmayı tercih ettiğinden dolayı sahne önü neredeyse bomboştu..İlk yarım saat grubu en önün birkaç sıra arkasından takip ettikten sonra "Bir daha nerden bulacağım bu fırsatı?" diye düşünerek en öne geçtim..Grubun gitaristi Larry Barragan, burnumun dibinde çalıyordu.Aynı şekilde elimi uzatsam solist Rivera'ya dokunabileceğim bir yerde izledim konserin büyük bölümünü..Bir daha böyle bir şans yakalayabilirmiyim bilemiyorum..
Grubun en eski elemanlarından basçı Jerry Abarca, konserin en enerjik ismiydi.İlerlemiş yaşına ve seyrelmiş saçlarına rağmen bir saniye yerinde durmadı..
Helstar, sahnede bir buçuk saat kadar kaldı..Bise çıktıklarında sahneye The Order of Chaos'ı da çağırdılar..Kapanışı şarkısı Run With The Pack'i iki grup elemanları birlikte çalıp söylediler..Bu esnada The Order of Chaos elemanlarının ve bazı seyircilerin stage-diving yaptıkları görüldü..Arada pogo yapmaya çalışan bazı hiddetli metalciler de vardı ama allahtan bir sakatlık çıkmadı...
Konserden sonra grup elemanları mekanda dolaşmaya başladılar..Yakaladıklarımdan imza aldım..Ayrıca aşağıda sevgili arkadaşlarım Murat ve Oğuzhan ile birlikte grup elemanlarıyla çektirdiğimiz fotoğraflardan birkaçını da paylaşacağım..Konserin en saçma diyaloğu ise tanımadığım bir metalci hatunla konserden sonra aramızda geçen diyalogdu..Daha önce hiç görmediğim bu kız, grup elemanlarının yanında dolaşıyor ve onlarla bir kaç kelime konuşuyor olmamdan dolayı olsa gerek, yanıma gelip "WHERE ARE YOU GO?" dedi..İlk başta anlamasam da sonradan jeton düştü..Beni ekipten biri zannetmişti..Bozuntuya vermemeye çalışarak "We are going to Do-Rock" dedim..Okey dedi, gitti..
Konser sonrası gerçekten de Helstar ve The Order of Chaos elemanlarıyla soluğu Do-Rock'da aldık..Yerli bir grubumuz bilindik metal parçalarını coverlıyordu.Ama hakkını vermek lazım, ismini bilmediğim solistlerinin sesi oldukça başarılıydı..
Helstar'ın çukulata renkli davulcusu Mikey Lewis ve solist James Rivera, grup Judas Priest-Painkiller'ı coverlarken sahneye fırlayıp bir canlı performans da orada sergilediler..
Saat 3 civarı yorgun argın ama mutlu bir biçimde evlerimizin yolunu tuttuk..Aklımdan Winds Of War'un sözleri geçerken uykuya daldım:
" On a cold night, in the winter winds
I lift my head, and stare to the stars
To find a path that will lead me out
To a place that will heal the scar"
Ve fotoğraflar..
Ben, Helstar gitaristi Robert Trevino ve Oğuzhan:
Oğuzhan, Davulcu Mikey Lewis, Ben, Murat ve diğer gitarist Larry Barragan:
Ben, Rivera Baba ve Murat: (Soldaki dev kol kime ait bilmiyorum)
1 comment:
So ends the memory of once was to be
No longer do I live to see
Another time, some other place
No need to face this disgrace
As I believe to be the only one
I should do in myself as they had planned
So I write this log to anyone who finds
Will know that just has been done!
Post a Comment