Thursday, August 29, 2013
Mutluluk ve Zenginlik Üzerine (Ya Da Küçük Bir Züğürt Tesellisi)
"…Kimse kendi bireyselliğinin dışına çıkamaz.Tıpkı içine sokulduğu tüm koşullara karşın, özüne doğa tarafından karşı konulamaz bir biçimde çizilmiş bulunan dar bir çember içinde kalan bir hayvan gibi, ve bu yüzden, örneğin sevdiğimiz bir hayvanı mutlu etmek çabalarımızın tam da hayvanın özünün ve bilincinin sınırları gereği sürekli dar bir çerçeve içinde kalmak zorunda olması gibi.İnsanlarda da durum böyledir: İnsanın olası mutluluğunun ölçüsü bireyselliğiyle önceden belirlenmiştir.Özellikle zihinsel gücünün sınırları, yüksek bir hazzı alma yeteneğini sonsuza dek belirlemiştir.Bu sınırlar darsa, dışarıdan gelen tüm çabalar, insanların ve şansın onun için tüm yaptıkları, o kişiyi sıradan, yarı hayvansı insani mutluluğun ve hoşnutluğun ötesine geçiremezler.O kişi duyusal zevklere, rahat ve keyifli aile yaşamına, düşük bir dost canlılığına ve kaba saba bir zaman öldürmeye bağlı kalır.Eğitim bile, bir bütün olarak onun bu çemberini genişletemez, genişletebilse bile, bu çok kısıtlı kalır.Çünkü en yüksek, en çeşitli ve en kalıcı hazlar zihinsel hazlardır; gençliğimizde bu konuda ne denli çok yanılsak da bu hazlar zihinsel güce bağlıdırlar.Buradan, mutluluğumuzun ne olduğumuza, bireyselliğimize ne denli bağlı olduğu anlaşılıyor, oysa bu konuda çoğu kez akla gelen, yalnızca yazgımız, neye sahip olduğumuz ya da neyi temsil ettiğimizdir.Ama yazgı iyileşebilir.Ayrıca iç dünyası zengin olan bir kişi yazgıdan çok şey beklemez, buna karşılık bir aptal, sonuna dek bir aptal olarak kalır; isterse kendisi cennette, etrafı hurilerle çevrili olsun…"
"...Zenginlik bizim mutluluğumuza çok az katkıda bulunabilir; bu yüzden birçok zengin, asıl zihinsel donanıma, onları zihinsel uğraşa yetkin kılabilecek bilgilere ve dolayısıyla herhangi bir nesnel ilgiye sahip olmadıkları için kendilerini mutsuz hissederler.Çünkü zenginliğin gerçek ve doğal gereksinimlerin doyurulmasının ötesinde yapabileceğinin, bizim asıl huzurumuz üzerinde çok az bir etkisi vardır; huzurumuz daha çok, büyük bir mülke sahip olmanın neden olduğu sayısız ve kaçınılmaz sorun yüzünden bozulur.Yine de insanlar zenginlik elde etmek için, zihinsel donanım elde etmek için uğraştıklarından bin kat daha çok uğraşırlar; oysa, insanın mutluluğu üzerinde ne olduğunun, neye sahip olduğundan kesinlikle daha çok katkısı vardır.Bu yüzden, bitmez tükenemz bir çalışma içinde, bir karınca gibi gayretle, sabahtan akşama kadar, zaten var olan zenginliğini daha da arttırmaya çalışanları bile görürüz.O kişi, araçlar alanının dar ufkundan ötesini göremez.Zihni boştur, bu yüzden başka her şeye kapalıdır.En yüce hazlara, zihinsel olanlara ulaşamaz; bunların yerini geçici, duyusal, az zamana ama çok paraya mal olanla, kendine ara sıra izin verdiği şeyle doldurmaya çalışır boş yere.Yaşamının sonunda, şansı iyi gitmişse, bu çabasının bir sonucu olarak gerçekten de bir yığın parası olmuştur; bunu daha da arttırmayı ya da harcayıp bitirmeyi mirasçılarına bırakır.Ne kadar ciddi ve önemli bir çehreyle sürdürülmüş olsa bile, böyle bir yaşam da en az simgesi bir soytarı külahı olan kadar budalacadır."
ARTHUR SCHOPENHAUER - YAŞAM BİLGELİĞİ ÜZERİNE AFORİZMALAR
Subscribe to:
Posts (Atom)