Kadıköy'deki Yazıcıoğlu Pasajı'nın kötü bir ünü vardır. 90'lı yılların ortalarından itibaren Commodore ve Amiga oyunları çektirmek üzere içindeki bilgisayarcıları sayısız defa ziyaret ettiğim mekan, 90'ların sonuna doğru maalesef korsan CD mafyasının eline geçmişti. Pasajın birkaç metre yakınına yaklaştığınızda bir anda yanınızda biten esmer vatandaşlar "CD lazım mı?", "Filim, oyun, empe 3", "Ne lazım?" diye seslenerek sizi taciz ederlerdi. Hatta bir keresinde oradan geçerken adamın biri yanıma gelip "Filim var, müzik var, oyun var" dedikten sonra daha alçak bir sesle kulağıma "AÇIK FİLİM VAR" diye fısıldamıştı, hiç unutmam...
İşte her istediğimiz filmi, oyunu ya da albümü internetten indirme şansını bulamadığımız o dönemlerde yakın bir arkadaşım beni bir hafta sonu Yazıcıoğlu Pasajı'na sürüklemişti. O pasajdan ve ordaki esnaftan pek hoşlanmıyordum, ama "Belki sevdiğim grupların full MP3 diskografilerini bulurum" umuduyla ona eşlik etmekten kendimi alıkoyamadım..
İlk başta her şey normal görünüyordu. Yazıcıoğlu Pasajı'nın, karşısında Gold Bilgisayar bulunan kapısından içeri girdik. Bir süre giriş katındaki bir dükkanda film CD'lerine falan baktık. Sonra yanımdaki arkadaşım dönüşü olmayan yola girdi, dükkanda çalışan çocuğa utana sıkıla "Şey, erotik CD var mı sizde?" diye sordu..(Bu konuda kendisini suçlamıyorum, henüz 20'li yaşlara yeni girmiş ergenlerdik ve daha önce belirttiğim gibi istediğimiz her filmi internetten indiremiyorduk, o zamanki şartlar buna izin vermiyordu)
Bunun üzerine çocuk "Olmaz olur mu abi" diyerek bizi başka bir dükkana götüreceğini söyledi. Birlikte Yazıcıoğlu'ndan dışarı çıktık. Yan taraftaki bir pasaja girerek merdivenlerden yukarıya çıkmaya başladık. Çocuk bizi soğuk, karanlık bir odanın içine soktu. Odanın içinde dışarıdan ilk bakışta fark edilmeyen bir gizli bölme vardı. Filmlerde kütüphanedeki kitabın itilerek gizli geçidin açılması gibi, çocuk duvarda bir yeri ittirdi ve içinde yüzlerce porno CD bulunan küçük bir odanın içine girdik..
Acayip bir durumdu. Odadaki birtakım adamların cinsel ihtiyaçlarını bastırmak amacıyla kendilerine kapak resimlerine bakarak film seçmelerine şahit oluyordum..
Arkadaşım CD'lerden birkaçını kenara ayırmıştı. Gelmişken almaya niyeti vardı..
Sonra bir anda içinde bulunduğumuz odanın ışıkları söndü..İçeriye bir adam girip "ELLER YUKARI, POLİS" diye bağırdı..O dönemlerde Yazıcıoğlu Pasajı sık sık baskına uğruyor, korsan CD satanlar ifadeleri alınmak üzere polis merkezine götürülüyor ve kısa bir süre sonra serbest bırakılıyordu. O an bu baskınlardan birini yaşadığımıza kanaat getirdik ve yusuf yusuf çekmeye başladık..Bu saçma yerde hiç bulunmamamız gerekiyordu ama oradaydık..Fena halde tırsmıştık..
Şakaymış (!)..İçeri girip ışıkları söndüren şakacı adam dükkan sahibiymiş..."Şaka şaka" diyip gönlümüzü alıp dışarı çıktı denyo herif. Arkasından bir ton küfür ettik haliyle...
Ama asıl hikaye bu değilmiş...
Arkadaşım resimlerinden beğendiği(!) birkaç CD'yi alıp bir an önce oradan ayrılmaya karar verdi. Tezgaha doğru yürüdük. At hırsızı tipli bir adamla karşılaştık. Arkadaşım her şeye rağmen bu işte de pazarlık payı olabileceğini düşünerek "Abi 3 tane alsam 5 lira olur mu?" diye sordu..(1 CD 2 liraydı o zaman)
Adam bizi şöyle bir süzdü. Ardından şu lafı söyleyerek olaya son noktayı koydu:
"Olur yiğenim, Senin s..in sağolsun"
O günden sonra uzun bir süre Yazıcıoğlu Pasajı'na yaklaşmamıştık...
No comments:
Post a Comment