Tuesday, September 26, 2006

56k

Evet saatler 12:20'yi gösteriyor ve Atlantis Müzik'ten sesleniyorum..Bloğuma ilk defa evimdeki bilgisayardan başka bir bilgisayardan yazıyorum..Aynı zamanda gayet külüstür ve hantal bir bilgisayar bu..Böyle saçma bir bilgisayarın hak ettiği bağlantı dial-up bağlantı olduğu için önce wordde yazıp sonra internete bağlanacağım ve copy paste yöntemiyle postumu göndereceğim..

Az önce adamın birine mor bir tişört satarak siftahı yaptım.Bu saate kadar hiçbir şey satamamak kötüydü ama neyse ki şeytanın bacağını kırdım.Ayrıca bu ara işlerin kötü olmasınının belli sebepleri var..Okullar açıldı, millet kitap işine odaklanmış durumda..İnsanlar müzik ve film gibi hobi kategorisine giren şeylere kolay kolay para harcamıyorlar.

Bu arada esmer bir oğlan içeri girip “Tez ve proje hazırlayan bir tanıdığın var mı?” diye sordu şimdi..Yok abi ben sosyolojiden mezun oldum bu sene, bizde tez yoktu dedim..Tez zamanda kaybol dükkandan dedim (Bunu içimden dedim).Nerden buluyor bu garip adamlar ve sorular beni ya..Geçen gün de biri aramıştı, aramızdaki dialog aynen aşağıdaki şekilde gerçekleşti:

- Alo Atlantis mi orası?
- Evet buyrun?
- Numaranızı internetten buldum da birşey soracaktım
- Tabi sorun..
- Ceviz satıyor musunuz?
- ........(eaaeaaaaaa)

"Yok kayısı satıyoruz, hakiki Malatya kayısısı" diyecektim de diyemedim..

Bu arada Billy Joel CD'sini çıkartıp Warrant CD'si takarak hareketlendik biraz..Bundan sonra da Deicide yeni album takarım belki..Bu arada şu Lastfm olayına girdim de bayağa hoş birşeye benziyor.Hangi şarkıları hangi sıklıkta dinlediğini istatistiklerle gösteriyor falan..Dinlediğin müzik türlerine göre grup önerilerinde bulunabiliyor.

Şimdilik bu kadar yeter sanırım..56k modemlerin internete bağlanırken çıkarttıkları sesleri özlemişim..

Thursday, September 07, 2006

Remembrance



Recep Hoca'nın pek de eğlenceli geçmeyen derslerinden birinde herkes not tutarken benim zırvaladıklarım...

Tuesday, September 05, 2006

Renkörü

Kör olsaydım hayatın hangi renk olduğunu umursar mıydım?


Düşündüğümde belki gri bana uygun olandı..Sabah uyandığımda genellikle gördüğüm renkti..Ama ya bir daha hiç uyanmak istemezsem?

Evet güneş her zaman turuncu idi ama ben onu göremedikten, ışığı hayatıma umut adına birşey katamadıktan sonra onun rengi bemim rengim olamazdı..

Uzun süredir rock-metal müzik dinlediğim için belki siyaha yakın hissediyordum kendimi.Ama bu müziği dinleyenlerin, icra edenlerin ve pazarlayanların da diğer insanlar gibi kapkara bir kalbe sahip olduklarını bilmek engellemez miydi beni?Hayır, başkalarına ait olan bir şey bende olmamalıydı..

Renklere fazla takıldığımı düşünüp biraz uzaklaşmak istediğimde belki seni karşımda bulurdum.Oturup konuşmaya çalışırdık.Ama içinde bulunduğum ruh hali, sadece dudağımı oynattağımı görmene izin verecekti..

Sadece dudağımı oynatmamı görebilseydin ağzımdan çıkacak kelimeleri önemser miydin?


Geride bıraktığım bütün insanları yüzümde hala kaybolmayan bir tebessümle aramaya devam edeceğim belki..Ama onları bu yorgun gözlerimle asla göremeyeceğimi anlamam lazım..

Senin vereceğin huzura ihtiyacım olamaz çünkü bu dünya üzerinde huzur içinde yaşayabileceğim bir yer yok..

Neden bana gelmiyorsun,
Neden benimle hissetmiyorsun?
Benimle görmüyosun??
Biliyorum bu dünya değişti ama hala orada....Sen......