Thursday, December 29, 2011
Time Chasing Time
Hayatta bazı günlerin aradan çıkmasını istersiniz.Yakın gelecekte önemli bir hedefiniz olmamasına rağmen zamanın akıp gitmesini dilersiniz.Önünüzdeki saatlerin neler getireceğine dair hiçbir tahmininiz yoktur ama yine de zamanın geçmesini, hayatınızda küçük de olsa bazı değişiklikler olmasını arzularsınız…Bugün de sanırım bunun gibi çabucak aradan çıkması gereken bir günü yaşıyorum.(En azından çabucak akşam olsa da işten çıksam diyorum.)Üstelik iki gün sonra yılbaşı olmasının bununla bir ilgisi yok.Belki yıl sonuna doğru azalan iş yükümün ve dün gece düzenlenen saçma yılbaşı kokteylinin alakası olabilir ama...Hafta içi alkollü, gürültülü bir organizasyona katıldığınızda sanki hafta sonuymuş gibi ertesi gün işe gitmenizin gerekmeyeceği hissine kapılıyorsunuz.Tabi ki sabah olup da paşa paşa işinize geldiğinizde işe yeniden adapte olma sürecinde sorunlar yaşanabiliyor.Sıkıcı bir gün...Akşam olsa da Mephisto’dan İğrenç Adamlarla Kısa Görüşmeler ‘i alabilsem ve Ceren’le Mission Impossible - Ghost Protocol’u izleyebilsek..Cumartesi gelse de Cathedral – Forest of Equilibrium’u arşivime katabilsem ve Burak’la PES kapışsak..Sahi ya cumartesi yılbaşı..Pek heyecan duymuyorum sanırım bununla ilgili..Jameson Irish Whiskey’mi ve vanilyalı tütsümü alıp eve kapanabilirim yılbaşında.Ya da Alper’in evindeki“Ali İhsan Varol’la Doğru mu Yanlış Mı?” konulu yılbaşı etkinliğine katılabilirim…Her neyse..Reklam ve sıkılmışlık kokan bir yazı oldu bu da..
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment